NACİ GÖKÇE LİSESİ ÖZELİNDE NİTELİKLİ OKULLAR HAKSIZLIĞI

Bu hafta Ağrı bürokrasisi için hayli yoğun geçmiş.

Malum, “Ağrı Tanıtım Günleri” adıyla bir etkinlik düzenlendi başkentte.

Haberini okuduk yerel basında,

Sosyal medyada paylaşılan fotoğraflara baktık, bir eski dost yüzü görür müyüz diye.

Bu adamın burada ne işi var dediğimiz yüzler de oldu, görünce sevindirik olduklarımız da.

Kapitalizmin kuralıdır: Reklamın iyisi- kötüsü olmaz.

İyi olmuştur mutlaka.

Haşılın tadına varmıştır Ankaralı.

Peynir ve çay eşliğinde sunulmuşsa bir de, kahvaltı menüsü babında içli ketenin en kral poğaçaya beş bastığını fark etmişlerdir.

Keledoş’u söylemiyorum bile.

Ağrı yaylalarının bin bir çeşit çiçeğini süzen Erol Muhtar’ın arılarının yaptığı karakovan balının lezzetine varmış ise Ankaralı, sair zamanlarda marketten aldığı hangi balı seve isteye yiyebilir ki.

Keşke bizim dönercilerden birini de götürselerdi.

Şu kadar memleket gezdim, Erzurum dâhil, bizimkilerin dönerinden daha lezzetlisini yemedim diye yemin etsem başım ağrımaz.

Keşke’yi çiftleyelim: Aydın Abi’yi (KASAR) de götürseydiniz keşke.

Memleketin halk kültürünü en iyi bilendir o zira.

Bir de bizim Küpkıran’ın yerlilerinden bir ekip götürebileydiniz tadından yenmezdi ya olsun, buna da şükür olsun.

Başta Ağrı Valiliği ve İl Kültür Müdürlüğü olmak üzere emeği geçen herkesi tebrik etmek lazım elbette.

Velakin birkaç milyonluk şehirde bu tanıtım günlerine rağbet birkaç yüz bin kişi olmuş mudur?

Somut bir dönüt elde edilebilmiş midir?

Edilmişse bunlar nelerdir?

Mesela; kültür turizmi yapan firmalar Ağrı’yı, “ Ölmeden önce Türkiye de mutlaka görülmesi gereken yerler listesine almış mıdır?”

Ettiğim cığızlık değil.

Yazıya böyle başladığımın niyesine sonra gireceğim ama bazı gerçekleri de görmek lazım.

Eti budu belli bir şehiriz biz.

Merkezdeki etkili bürokrat sayımız bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az.

Olanın da- bildiğim iki istisna hariç- memlekete hayrı yok denecek kadar az.

Diyeceğim o ki:

Gördünüz işte Valiniz kadarsınız Ankara’da, yerel bürokraside görev alanların memleket sevdası kadarsınız.

Gerisi iki siyasinin reklam babından çektirdiği fotoğraftan öte gitmiyor.

Olsun yine de, elinize emeğinize sağlık olsun.

Ama işte…

Ama’sı var, işte’si var bu işin.

Bir memleketi bilinir ve tanınır yapan kültürleri kadar o kültürü var eden ve etkin yayılımını sağlayan kurumlarıdır.

Büyük devlet olmanın da büyük şehir olmanın da temel şartı köklü kurumlara sahip olmak ve onları var edilen kültürleriyle birlikte gelecek kuşakların sahibi olduğu bir emanet gibi görüp korumaktır.

Hele ki bu kurumlar insanı şekillendirenlerse…

İstanbul’da, Türkiye’nin ilk öğretmen okulu olan Dar’ül- Muallimin’in ve Isparta’nın Gönen İlçesindeki, Cumhuriyet tarihinin ilk öğretmen okullarından birinin duvarlarında Fen Lisesi tabelalarını görünce içimin acıması ondandı.

İlköğretimden Orta öğretime geçiş sisteminin değişmesi neticesinde nitelikli okullar diye bilinen, sınavla öğrenci alacak okullar listesini görünce daha bir acıdı içim.

Naci Gökçe Lisesi yoktu içinde.

Ağrı’nın ilk meslek ve İmam- Hatip liselerine gösterilen vefa, Naci Gökçe’den esirgenmişti ne yazık ki.

İlk lisemizdir Naci Gökçe oysa.

Benim neslimin ve benden öncekilerin yuvası…

Dünden bu güne Ağrı bürokrasisinin; hâkiminin, doktorunun; mühendisinin, öğretmeninin; hâsılı eli kalem tutanının, ağzı laf yapanının; iş bileninin, iş yapanının -yalan olmasın ama- neredeyse tamamının yuvası olan Naci Gökçe Lisesi yok bu listede.

İl Milli Eğitim Müdürü Yakup Turan mezun olduğu, öğretmenlik ve idarecilik yaptığı okulu için gösterdiği vefayı Naci Gökçe’den niye esirger?

Onun yakın çalışma arkadaşları – ki içlerinde bu okulun öğrenci sıralarında da öğretmen kürsülerinde de oturanlar vardır- nasıl atlamışlardır bunu?

Düşünün, ilçeler dâhil bütün ildeki nitelikli okul sayısı: 8.

Bu okullar içinde İmam- Hatip lisesi sayısı:3

Anadolu Lisesi sayısı: 1

Onun da mazisi 20 yıl bile değil.

Ağrı’nın ilk Anadolu Lisesi yok listede.

Kültürel faaliyetleri itibariyle ilkleri başarmış okulu olan Hayrettin Atmaca da yok.

Tuhaf mı?

Değil.

Naci Gökçe Lisesi yok birader.

Onların olmaması çok mu?

İsmet Ömeroğlu’nun, Tahsin Çakan’ın müdürlük yaptığı; Nurgül Gelturan’ın rahmet-i Rahman’a erinceye kadar öğretmenlik yaptığı okul yok.

Öğrencisi ve meslektaşı olmaktan hep onur duyduğum Nurgül Hocamla birlikte çalışırken, sormuştum:

Hocam, demiştim, bu okul yorar sizi. Fen Lisesi’ne gitseniz artık… Belki daha rahat edersiniz bu süreçte.

Cevabı bu gün gibi kulaklarımda:

Ben buraya aitim Zeki. Bu okulun havasını teneffüs etmezsem yaşadığımı hissetmiyorum,

demiş, eklemişti:

- Hem neyi varmış bizim okulumuzun. Önce onlar bizim kadar olsunlar, ondan sonra görüşelim, diye.

Kabul ediyorum.

Devir İmam- Hatipler devri.

Ama arkadaş, insaf ediniz.

İlahiyatçısınız bir de…

Hakkın ve hukukun dindeki yerini bizden çok bilensiniz.

İlminizle ameliniz arasındaki bu tezat kızartmaz mı yüzünüzü?

Gerçi bizde de var kabahat.

Nostaljiden öte gitmiyor okul sevgimiz.

Ne benim neslimden ne de öncekilerden tek çıt çıkmayınca tabi siz de güle oynaya,

Koltuklarınızda yata yayıla, göbeğinizi kaşıya kaşıya yaptınız okuluma bu haksızlığı.

O koltuklarda oturduğunuza göre, benim yazdıklarımı bilmemeniz mümkün değil.

Öyleyse, söyler misiniz Allah aşkına:

Hangi intikam duygusuyla, nasıl bir kinle yaptınız bunu?

Sizi buna sevk eden hangi karanlık düşüncedir, söylesenize.

Mademki Muhsin Bulut İl Kültür Müdürü olarak bu memleketin kültüründen ve kültürel kurumlarını yaşatmaktan sorumludur,

Eski bir meslektaşımız olarak da kendisi, Sayın Valimize Naci Gökçe’nin ne demek olduğunu anlatmalı ve en büyüğünden en küçüğüne, il bürokrasisi bu yanlıştan dönülmesini sağlamalıdır.

Emin olunuz ki kültür böyle korunur ve tanıtılır.

Aksi bir davranış memleketin eğitim kültürüne kast edeceği gibi şehidin ruhunu da muazzep edecektir.

Ben hopumu dedim,

Gayrısı sizin bileceğiniz iştir emmoğlu.

YORUM EKLE
YORUMLAR
İzzet güçlü
İzzet güçlü - 7 yıl Önce

Zeki Hoca'm. Duygularimiza tercüman olmuşsunuz. Hassasiyetiniz sayesinde bu kabul edilemez uygulamadan haberdar olduk. Naci Gökçe Lisesi Ağrı nın en değerli lisesidir. Saygılarımla.

Ercüment KOÇ
Ercüment KOÇ - 7 yıl Önce

Vefa'nın sadece İstanbul da bir semt olduğunu kanıtladık bir kez daha. Yürekten kutluyorum seni zeki kardeşim bu konuyu gündeme getirdiğini için

BULENT
BULENT - 3 yıl Önce

HOCAM HİÇ NGL KURDUGUNUZ GRUP KEŞVETTEN BAHSETMEDINIZ