Türkiye'nin Doğusundan Doğu Türkistan'a Selam Çaktılar

Urumçi Katliamı 14'üncü yıldönümünde unutulmadı

Türkiye'nin Doğusundan Doğu Türkistan'a Selam Çaktılar

5 Temmuz 2009 yılından Doğu Türkistan'ın Urumçi kentinde Çin hükümeti tarafından yaşatılan katliamın yıldönümü münasebetiyle ülke genelinde İHH İnsani Yardım Vakfı tarafından organize edilen basın açıklaması yapıldı. İHH İnsanı Yardım Vakfı Ağrı şubesi ise dernek binasında basın açıklamasını gerçekleştirdi.

Ağrı İHH İnsanı Yardım Vakfı Başkanı Kerem Engin ve vakıf üyelerinin katılımı ile gerçekleştirilen basın açıklamasında, Çin'in 74 yıldır Uygurlar üzerindeki şiddet ve baskılarını sürdürdüğü ifade edildi.

Ağrı İHH İnsanı Yardım Vakfı adına basın açıklamasını okuyan Ağrı Genç İHH Başkanı Nuri Sarı, bundan 14 yıl önce Çin'in Guang Dong eyaleti Shauguan şehrinde fabrikada zorla çalıştırılan 819 Uygur gencine uygulanan baskının barışçıl gösterilerle protesto edilmesi sonrasında Çin güvenlik güçlerinin müdahalesiyle Urumçi Katliamının yaşandığını vurguladı.

"Doğu Türkistan'da adım adım birçok alanda soykırım işliyor"

Ağrı Genç İHH Başkanı Nuri Sarı; "Bugün 5 Temmuz. 2009 yılında, işçi olarak Urumçi’deki bir fabrikada çalışan iki Doğu Türkistanlı gencin linç edilerek öldürülmesinin ardından bilgi alma talebiyle valilik önünde toplanan kalabalığa ateş açılmasıyla başlayan Urumçi Katliamı’nın yıl dönümü. Urumçi Katliamı’nda Çin Hükümetinin emriyle yüzlerce kişi öldürüldü, binlerce kişi yaralandı ve on binlerce kişi ise tutuklandı. Tutuklanan kişilerin büyük çoğunluğundan hâlâ haber alınamıyor.

Çin, tüm uluslararası hukuk kurallarına aykırı bir şekilde asimilasyon ve soykırım politikalarına devam ediyor. Evrensel İnsan Hakları Bildirisi'nin maddelerine aykırı davranıyor. Yine BM tarafından kabul edilen Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nin maddeleri arasında yer alan tüm soykırım fiillerini işliyor. Doğu Türkistan'da adım adım birçok alanda soykırım işliyor.

Bunlardan bazıları şu şekilde: “Dinî değerlerin tamamına yönelik saldırılar, cami, medrese ve İslam kültür öğesi eserlerin yıkılması, Bir Kuşak Bir Yol projesi güzergâhında bulunan Müslümanlara ait köy ve kasabaların tüm kültürel ve tarihî dokularıyla birlikte yerle bir edilmesi ve bu yerlerin ahalisinin farklı bölgelere sürgün edilmesi, 18 yaşından küçüklerin, memur, işçi, öğrenci, emekli ve kadınların ibadet yerlerine girmesi ve ibadet etmesinin yasaklanması, Ramazan ayında oruç tutmanın yasaklanması, Müslümanlara ait mezarlıkların yok edilmesi ya da taşınması, Müslümanlara domuz eti yedirme ve alkol kullandırma, çocukların sünnet ettirilmesinin yasaklanması, evlilik ve cenaze törenlerinin dine ve örfe uygun yapılmasının yasaklanması, Türk kızlarının zorunlu olarak Çinli erkeklerle evlendirilmesi, toplumun lider ve aydınlarının, akademisyenlerin toplama kamplarına kapatılmak suretiyle topluma yön verecek isimlerden toplumun mahrum bırakılması, dinî ve millî bayramların yasaklanması, ürünlerin “helal” olarak etiketlenmesinin yasaklanması ve helal etin Müslümanların yemesi haram olan domuz etiyle birlikte satılması, Uygurlara verilmiş anadilde eğitim hakkının yasaklanması ve Çincenin tüm okullarda zorunlu dil hâline getirilmesi, Uygurca dinî ve millî eserlerin, Kur’an-ı Kerimlerin toplanarak yakılması, okumanın ve bulundurmanın yasaklanması, buna aykırı davrananların hapis cezasına çarptırılması.”

Endişe ile söylüyoruz ki, İslâm dünyasının ve tüm insanlığın sırtını döndüğü Doğu Türkistan, eğer gündelik kazançlar ve reel politik kaygılarla unutulursa yarın yanında durulacak bir Doğu Türkistan olmayacak!

Çin Hükümetinin Doğu Türkistan’daki sistematik hak ihlalleri, asla görmezden gelinemeyecek, vicdan sahibi herkesin karşısında durması gereken büyük zulümlerdir. Ne yazık ki, şu ana kadar ne Birleşmiş Milletler, ne İslâm İşbirliği Teşkilatı, ne de diğer uluslararası kurum ve kuruluşlar üzerlerine düşen görevleri yerine getirememiştir. Buradan açık bir şekilde çağrıda bulunuyoruz ve diyoruz ki, insanlık tarihi boyunca ne kadar zulüm ve zalim varsa hepsi tarihe kara birer leke olarak geçti. Ne kadar zulüm ve zalim destekçisi varsa, onlar da öyle. Gelin sizler bu zulümleri engellemek için adımlar atın! İnsan haklarına savaş açan, insanlık onurunu çiğneyen ve on yıllardır türlü zulümler işleyen Çin hükümetine gereken yaptırımları uygulayın.

Basın açıklamamız vesilesi ile Türkiye halkı olarak, 2009 Urumçi Katliamında ve yıllardır süren diğer saldırılarda hayatlarını kaybeden Doğu Türkistanlı kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Doğu Türkistan’da zulüm bitene kadar, kardeşlerimizin yanında duracağımızı ve asla yalnız bırakmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz."

YORUM EKLE
YORUMLAR
Far uk
Far uk - 1 yıl Önce

Helal olsun sarı kardeş, Tanrı dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslüman olduğunu söyleyenlerden da vefalı çıktın. Aferin size

Bavi Deyyar
Bavi Deyyar - 1 yıl Önce

Bı hareketler hükümeti kızdırmasın.. Doğu Türkistan daki zulmü sayın erdoğan hazretleri bile görmüyor.. nerden uyduruyorsunuz demezler mi Size. ..

SIRADAKİ HABER