MHP eski Milletvekili Nidai Seven, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye "hodri meydan" dedi. Günboyu'na çarpıcı açıklamalarda bulunan Seven, 20 yıl önce Bahçeli'nin reddettiği önergeyi bugün hatırlattı.
Amerika Başkanı Joe Biden’ın ermeni soykırımını kabul eden açıklaması üzerine MHP genel başkanı Devlet Bahçeli cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kabinesinden, “Somut tepki” gösterilmesini istedi.
MHP kulislerinde somut adım araştırması için araştırma yaparken bir MHP milletvekili 20 yıl önceki bir konuyu hatırlattı.
DSP lideri merhum Bülent Ecevit’in Başbakan, ANAP genel başkanı merhum Mesut Yılmaz ve MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin Başbakan yardımcıları olduğu koalisyon hükümeti iktidardaydı.
MHP Ağrı Milletvekili Nidai Seven ve 101 arkadaşı, 16 Şubat 2001 tarihinde Ermenilerin Ağrı İlinde yerli halka yaptıkları mezalimin araştırılması ve Ağrı Dağı üzerindeki emellerine karşı alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önerge verdiler.
Önerge şöyleydi;
“Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1914-1918 yılları arasında Ermenilerin Ağrı ilinde Ağrı halkına yapmış oldukları mezalimin gün ışığına çıkarılması hususunun araştırılması ve Ağrı Dağı üzerindeki emellerine karşın alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla,
Anayasamızın 98 ve TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.
Gerekçe:
Son zamanlarda, Ermeni soykırımı iftiraları planlı bir şekilde sürdürülmekte, büyük katliamlara maruz kalan Türk
Milleti, dünya kamuoyunda mahkûm edilmeye çalışılmaktadır.
Hâlbuki Birinci Dünya Savaşı başlamadan, Rus Çarının vaatlerine kapılan Ermeni çeteleri, intikam alayları kurarak doğu bölgemize dolmuş, 1914-1915 kışında, Rus ordusundaki Ermeni gönüllü taburları Beyazıt üzerinden saldırarak, bütün Ağrı'yı işgal etmiştir. Ekim 1917'de, Rus askerlerinin ağrıdan çekilmesiyle, Ağrı ve çevresinde bulunan Ermeniler, Ruslardan kalan cephane ve silahlarla toplu katliamlar yaparak, Ağrı halkını bir vahşetle karşı karşıya bırakmıştır.
Ermeniler, 1914-1918 yıllarında, Ağrı insanını, kadın-erkek, çocuk-ihtiyar demeden diri diri yakmışlar; gebe kadınların karınlarını deşerek rahimlerini yere dökmüşler; kestikleri insanların vücutlarına cepler oymuşlar; küçük çocukların karınlarını yarıp, tuz doldurmuşlar, kafalarını kesip annelerinin karnına yerleştirmişler; karşı çıkan erkeklerin gözlerini oyup direklere çivilemişler;
Cami ve mescitlerde yaktıkları insanların yağlarını, toprak duvarlardan sokaklara akıtmışlardır.
Ağrı ve ilçelerinde yaşayan on binlerce insanımızın hunharca katledilişini gören ve o günü yaşayan birçok insan, Ağrı'da, halen, şans eseri hayatta bulunmaktadır.
Ermeniler, yapmış olduğu katliamlarla yetinmemiş, son zamanlarda, hukukî yollardan, toprak ve tazminatlarını, devamlı dile getirmeye devam etmektedirler.
Bu da yetmiyormuş gibi, devlet armalarına Ağrı Dağını koyarak, haritalarında Doğu Anadolu Bölgesini Batı Ermenistan olarak göstermektedirler. Bunu, yayımladıkları, 23 Ağustos 1990 tarihli Bağımsızlık Bildirgesi ile 1995 yılında çıkarmış oldukları Anayasalarının 13 üncü maddesinde de ifade etmektedirler.
Çıkardıkları pullarda da Büyük Ağrı, Küçük Ağrı'yı sembol olarak kabul etmektedirler.
En önemlisi de, diğer dünya ülkelerinde yaşayan Ermenileri, dağılmış Ermeni diasporasının dinî ve manevî efsaneler etrafında birleştirme ideallerine Ağrı Dağı vatan gösterilmek suretiyle yeni bir boyut kazandırılmaya çalışmaktadır.
Bu durumda, Ermenilerin Ağrı halkına yapmış oldukları mezalim ve tarihî gerçeklerin dünya kamuoyuna anlatılabilmesi için, Ermenilerin yaptığı katliamlara ilişkin "soykırım müzesi" kurulması büyük bir fayda sağlayacağı gibi, Ağrı Dağı üzerindeki siyasî emellerine karşı alınacak tedbirler, zaman kaybetmeden yerine gelmiş olacaktır.
Yine, Ermeniler, her platformda, Türkiye'ye baskı yaptırmak, bütün okları Türkiye'ye çevirerek tarihî gerçekleri saptırmaya çalışmışlardır.
İşte bu tarihî gerçeklerin ortaya çıkması, hem Ermeni soykırımı kararlarını kabul edenleri mahcup edecek hem de Ermenilerin gerçek yüzleri ortaya çıkmış olacaktır.”
BUGÜNE GELELİM
İlk imza sahibi MHP eski milletvekili Seven’i arayarak bu araştırma önergesinin ne olduğunu ve Biden’ın “soykırım” açıklamasını nasıl değerlendirdiğini sordum.
Nidai Seven dedi ki;
“Önergem 20 Şubat 2001 tarihinde Genel Kurul'a geldi. O gün Meclis gündemine alınması kabul edildi.
Biliyorsunuz, gündemde yer alan konuların sıralaması ve görüşülmesi koalisyon partilerinin grup başkanları veya Genel Başkanların onayı ile tespit edilir. Milletvekilinin hiçbir şey yapma şansı yok.
Sayın Bahçeli seçime 1,5 yılı aşkın bir süre bu önergeyi gündeme aldırıp “Ermenilerim mezalimi ve Türklere uyguladığı soykırım” için Meclis Araştırma Komisyonu kurdurmadı.
1, 5 yıl sonra Devlet Bahçeli 11. Kocayayla Türkmen Kurultayı'nda dedi ki;
"Gelin TBMM'yi 1 Eylül'de olağanüstü toplantıya çağıralım. 3 Eylül'de erken seçim kararı alalım ve seçim tarihini 3 Kasım olarak belirleyelim."
Türkiye 3 Kasım 2002’de erken seçime gitti AKP tek başına iktidar oldu.
Şimdi Sayın Bahçeli’ye hodri meydan diyorum;
Haydi, MHP’nin o gün 101 milletvekili ile imzaladığı sizin de onayladığınız Meclis Araştırma Komisyonunu bugün desteklediğiniz AKP ile birlikte kurun. Tarihi gerçekleri Amerika’ya sunmak için hazırlanacak Meclis raporunu Biden’ın suratına çarpın…”