"İnsan niye öğretmen olur ki" diye sorardım zaman zaman kendime
Bir parça çocukken üstelik, sırtımda siyah önlük.
40 tane çocuk bir sınıfta,
40 afacan,
40 bela.
Yüzündeki o merhameti görünce Dilber Öğretmenin,
Ben bir şeyleri başardıkça onun mutluluğunu görünce
Bana bakınca gözlerindeki o tebessümü görünce...
(İnsan gözleriyle nasıl gülerdi sahi
Denedim kaç kere
Ilkokul 2'de, 3'te, 4'te, 5'te,
Kaç gün kaç gece
Olmadı,
Olduramadım)
Ben Dilber öğretmenimi tanıdıkça, gördükçe
Olur dedim,
İnsan seviyorsa çocukları pek güzel olur.
☆☆☆
İnsan niye öğretmen olur ki diye sorardım kendi kendime,
Ortaokulda,
Sırtımda kahverengi kadife ceket
İki yakası ipek kahverengi bir kravatla bir araya getirilmiş beyaz gömlek içinde
Yatılıyım üstelik.
Ergenliğin sınırında kimi
Kimi ergenliğin içinde
200 çocuk ...
200'ü de erkek üstelik,
200'ü de yerinden yurdundan uzakta...
Anlayacağın 200 bela...
Yemiyorum yurttaki yemekleri, yiyemiyorum.
Sabahları kantinden tost
Öğlen ve akşam üstü dışarıda...
Almancı babamın gönderdiği neredeyse memur maaşı çokluğunda harçlığım postada üç gün gecikince
Bayılmışım üçüncü günün sabahında.
Çayın buharına uyanıyorum,
Peynirin ve zeytinin kokusuna
Müdür Yardımcısı Attila Hocanın odasında.
Siyah zeytinin kokusu mu olur birader?
Aç kalınca insan, oluyormuş Vallaha.
Niye söylemedin çocuğum diyor
Şahit oluyorum ilk kez akrabam olmayan bir adamın merhametine.
Sonra tek başına ayakta kalmayı öğreniyorum ağır ağır.
Dost çok o vakit, arkadaş gırla...
Ama boğuluyorum fikrimin yalnızlığında.
Nurcu var, Solcu var
Benden başka bir Ülkücü yok ama ortalıkta.
Bir gün,
Etüd sırasında,
Bir şey sormak, belki bir şey almak için girince Türkçe öğretmeni Abdurrahman Hocamın odasına
Tanıdık bir ses duyuyorum eski usul yassı bir teybin icinde dönen kasette...
"Ozan Arif değil mi bu?" diye soruyorum gayr-ı ihtiyarî.
Seksenlerin başı
Ozan Arif yurt dışında
Yani Ozan Arif kaçak
Ozan Arif yasak...
Yüzüme bakıyor şaşkın
"Sen Ozan Arif'i biliyor musun?" diye soruyor.
Aklıma gelmiyor tedbir
"Ben Ülkücüyüm" diyorum şappadanak...
O soruyor ben söylüyorum,
Ben soruyorum o söylüyor.
Çölde su bulmuş gibi oluyorum.
Sonra abi oluyor bana,
Ne zaman başım sıkışsa,
Ne zaman dara düşsem
Bana Hızır oluyor.
İnsan diyorum o vakit, bir çocuğa el uzatmak için bile öğretmen olur.
☆☆☆
"İnsan niye öğretmen olur ki" diye sorardım zaman zaman kendime
Lise talebesiyim o ara.
Bir yanım zibidiliğin zirvesinde.
Gönlüm sevda kıskacında, aklım firarda
Bir gözleri ela kız başıma bela(!)
Ersin'le, tavla
Mahalledekilerle okey,
Futbol Apo'yla.
Nurgül GELTURAN çıkıyor karşıma.
O tahammül ediyor ben çizgiyi aştıkça.
Herkes silmiş iken o inanıyor bana.
"Biraz gayret etsen, biraz inansan kendine senden olur" diyor.
Bir o diyor,
Hakkını yemeyeyim bir de Salih Hoca.
Bazen bir başıma bazen Ersin'le birlikte
Nurgül Hocaya ettiğim eziyeti anama etsem
-Mübalağa edeyim hadi-
Anam kütükten siler beni.
O silmiyor.
Kendi derdi kendine yetmezmiş gibi bir de bizim için dertleniyor.
Bundan sebep olur diyorum
Bir insan bırakın bir nesli, bir çocuğu kurtarmak için bile öğretmen olur.
Sonra ben,
Bir akşam,
Kalınca kendimle
Dilber Öğretmen gibi tıpkı,
Tıpkı Attila ve Abdurrahman Hoca gibi
Öğretmen olayım, diyorum
Nurgül Hoca gibi olmak için biraz da
Edebiyat öğretmenliği okuyorum.
☆☆☆
30 yıl geçmiş üstünden mesleğin ilk gününden bu güne.
Dilber Hoca oldum mu,
Attila Hoca, Abdurrahman ya da Nurgül Hoca...
Zannetmiyorum.
Ama gayret ettim
İnandığım her şeyin üzerine yemin ederim ki
Gayret ettim.
Milli Eğitimin içindeyim ama sınıfa girmiyorum artık,
Ders anlatmıyorum,
Çocukların tebessümünden mahrum yaşıyorum.
Felek değil ama kötü zaman öğretmenlikten kopardı beni
Kötü sistem
Kötü insan...
Ben de gidip şube müdürü oldum çocuklarımın rızkı için, medar-ı maişet derdinden sebep.
Artık çocuklarımın anısıyla yaşıyorum
Çeşmelisebil'de, Cihanbeyli'de, Ağrı'da, Isparta'da elinden tutmaya çalıştığım, mutlulukları ve gelecekleri için deli gibi çalıştığım günlerin hatırasıyla yaşıyorum.
Derse girmiyorum, tebeşir tozu yutmuyorum, idareyle kavga etmiyorum.
Buradan bakınca "Ben artık öğretmen değilim " diye kahrediyorum.
Sonra diyorum ki
Öğretmen olmaz insan öğretmen doğar.
Ve öğretmen olarak doğanlar nerede, ne iş yaparlarsa yapsınlar öğretmen olarak, öğretmen gibi yaşarlar ve öğretmen olarak ölürler.
Benim zaten saymadığım bu sistem beni öğretmen saymıyormuş ne gam!
Fiilen değil ama
Aklımla öğretmenim ben
Gönlümle öğretmenim.
Ben biliyorum bunu,
Çocuklarım biliyor,
En mühimi Allah biliyor.
Dokunduğu her şeyi güzelleştiren meslektaşım,
Öğretmenler Günümüz Kutlu Olsun.
Öncelikle öğretmen gününüz kutlu olsun idarecilik hayatında da başarılar dilerim