1933 – 1934 yılında Karaköse Ortaokulu olarak Eğitim-Öğretime başlamış 1963 yılında Naci Gökçe Lisesi adını almıştır. Bugün halen Naci Gökçe Anadolu Lisesi adı altında Eğitim ve öğretimini sürdürmektedir.
Milli Eğitim Müdürlüğünce adını, 1922 Ağrı Karaköse köyünde dünyaya gelen NACİ GÖKÇE isminden almıştır. Naci GÖKÇE Piyade subay olarak görevlendirildiği Kore savaşında başarılı bir savunmadan sonra şehit düşmüştür. Karaköse okulu Naci Gökçe Lisesi olarak adını almıştır.
1933-1934 eğitim öğretim döneminde Karaköse Ortaokulu adıyla öğrenim hayatına başladıktan sonra 1963 yılında Kore Şehidi Üsteğmen Naci Gökçe’nin adını alarak Şehit Naci Gökçe Lisesi adı ile aynı binada bugüne dek onbinlerce öğrenci yetiştiren okulumuzun ana binası yıkılıyor.
Ağrı da yaşayan herkesin anılarında yer edinen Naci Gökçe Lisesi Ana binası farklı yıllarda çeşitli güçlendirme ve restorasyon çalışmalarının sonunda ana binanın işlevini yitirmesi nedeni ile yıkılması için çalışmalar başladı.
Şimdilerde tahliye edilen Naci Gökçe Lisesinin önümüzde ki günlerde yıkılacak olması hüzünle karşılanıyor.
Şehit Naci Gökçe Kimdir
Şehit Piyade Üsteğmen Naci GÖKÇE (1946-157), 01 Temmuz 1922 tarihinde Ağrı ili Karaköse’de dünyaya gelmiştir. Annesi Zahide Hanım, babası Mustafa Bey’dir. Perihan Hanım ile evlenmiş ve Ertuğrul isminde oğulları dünyaya gelmiştir.
İlk ve Ortaokulu Ağrı’da, lise eğitimini Bursa Işıklar Askeri Lisesinde tamamladıktan sonra 11 Eylül 1944’te Harp Okuluna girmiş, 30 Ağustos 1946’te Asteğmen olarak mezun olmuştur.
İlk görev yeri (Burhaniye) 5’inci Kolordu, 71’inci Tugay, 52’nci Alay, 5’inci Bölük Komutanlığı’dır. 23 Aralık 1948 tarihinde (Gaziemir/İzmir) 5’inci Kolordu, 65’inci Tümen, 192’nci Alay, 11’inci Tabur, Ağır Bölük Komutanlığına tayin olmuştur. 30 Ağustos 1950 tarihinde Üsteğmenliğe terfi etmiştir.
Askerlik yaşamı boyunca çok iyi bir sicile sahip olan Üsteğmen Naci GÖKÇE, arkadaşları ve komutanları tarafından çalışkan, cesaretli, atılgan ve hiçbir şeyden korkmayan bir subay olarak tanınmıştır.
18 Ağustos 1950 tarihinde Kore 1’inci Türk Tugayı, 241’inci Alay, 7’nci Bölük, 3’üncü Takım Komutanlığına atanmıştır. Bu görevde iken Wawon Muharebesine katılmış, birliklerin Sinnim-ni’ye doğru çekilmesiyle birlikte, yarım ağır makineli takımı ile takviye edilen 7’nci Bölüğe Muharebe İleri Karakolu görevi verilmiştir. P.Ütğm. Naci GÖKÇE’nin 3’üncü takımı ise bu bölüğün en uzağında çevre savunmasına görevlendirilmiştir.
Düşman, 28 Kasım’ı 29 Kasım’a (1950) bağlayan gece taarruza geçmiştir. Meydana gelen çarpışma sonucunda P.Ütğm. Naci GÖKÇE’nin 3’üncü Piyade Takımı, üç yönden (Kuzey, Doğu ve Güney) kuşatılmıştır. Takımı yoğun düşman ateşi altında, iki saat çarpıştıktan sonra Sinnim-ni köyünün doğusundan Tongjukkyouchon vadisine çekilmiş, pirinç setlerinden yararlanılarak saat 02.30’da 1’inci Tabur, 2’nci Bölük mevzilerine ulaşılmıştır. Sabaha kadar çarpışma devam etmiştir.
Ütğm. GÖKÇE, kasık ve bacaklarından yaralanmış, kan kaybetmeye başlamıştır. Takımındaki askerleri yaralı komutanlarını geri taşımak istemiş ancak üsteğmen reddetmiştir. Askerlerine geri çekilme emrini vermiş, kendisi ise yaralı bir şekilde bulunduğu siperde kalmış ve son mermisine kadar düşmanla savaşarak şehit olmuştur.
Acaba Naci Gökçe'nin altındaki gizli sığınak ne olacak? Sahipsiz bir memleket olmasaydı orasını bir müze yaparlardı. O yer altı sığınakları 1926 Ağrı Direnişinden kalma. Yani yüz yıllık. Ama Ağrıda tarih kimin umurunda. Ağrı Kürt memkeketi olduğu için sömürü sistemi mevcut. Yani düşmanca bakılıyor. Bu mantık merkez camiyi de yıkar, Naci Gökçeyi de. Ama olsun Kürtler birgün herşeyi sıfırdan yaratacak. Elbet birgün fırsat doğar.
Bende 2001de mezun oldum. O sığınağı iyi bilirim. Biz bahçede top oynarken bahçe çöktü, altındaki sığınak göründü. Birkaç öğrenci indirildi, tünel pansiyona doğru gidiyordu. Herhalde işkence yeriydi. Çünkü anında oraya kum döküp, üstüne halı saha yaptılar. Belli ki orasının ortaya çıkmasını istemediler. Yoksa alel acele üstü kapatılmazdı.