6.Uluslararası Türkiye’deki En İyi On Arkeolojik Keşif ve Büyük Tufan Sonrası Anadolu’daki Arkeolojik İzler Konulu Konferans Ankara da gerçekleştirildi.
Programa Iğdır Üniversitesi Rektörü Hakkı Alma, Ağrı eski Mv Hanifi Alır ,Ağrı eski İl Kültür ve Turizm Müdürü Ebumuhsin Bulut, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müşaviri Asım Keser, Doğubayazıt inanç Turizmi Derneği, Bilim insanları, Hong Kong TvB genel Yayın Yönetmeni , Hong Kong Nami başkanı , Anadolu Medeniyetler Müzesi Müdürü Yusuf Kıraç, Doğubayazıtlı Dağcılar, Ankara’daki Ağrılılar katıldı.
Konferans sonrası yapılan basın açıklamasında ;
‘’ Değerli Basın Mensupları,
“İnsanlığın 2. Doğuşu” olarak kabul edilen Hz.Nuh’un Gemisi’nin izini sürüyoruz…
Ağrı/Doğubayazıt İnanç Turizmini Araştırma ve Geliştirme Derneği olarak yıllardır, yurt içi ve yurt dışından ilgili kişi ve kuruluşlarla, yörenin kültür ve turizm değerlerinin tanıtılmasına katkıda bulunmak ve Nuh’un Gemisi’nin indiği/oturduğu Ağrı Dağı’nın hakkıyla ulusal ve uluslararası alanda tanınır bilinir kılınması için sempozyumlar, seminerler, sergiler çalıştaylar, konferanslar yapmaktayız..
Yaklaşık 4500-5.000 yıllık kadim ve her daim gizemini koruyan hikayesiyle Büyük Tufan ve Nuh’un Gemisi, insanoğlunun asırlardır merak ve ilgisini çekmekte, bu hikayenin sırrına ermek için bin yıllardır insanlar o Kurtuluş Gemisi’nin tufandan sonra oturduğu yer olarak kabul gören Ağrı Dağı’na gelerek bu kutlu yolculuğun izlerini sürmekteler.
Asırlar evvel kopan Büyük Tufan; o gün gemiye binemeyenleri helâk eden o hazin sonu hazırlarken, Gemi ile yola çıkanlar açısından ise “İnsanlığın 2. Doğuşu” nu müjdeliyordu.
Kutlu metinlerde ifadesini bulan, “Ey Gök suyunu tut ve ey Yer suyunu yut” nidası ile “Geminin Dağ’a oturduğu…” na dair anlatının açık izahı ile Nuh'un Gemisi'nin Ağrı Dağı'na oturduğuna ve 2. Doğuşun buradan başladığına dair başta Kıta Avrupası olmak üzere , Amerika ve Uzak Doğuda yaşayan farklı dinlere mensup insanlar güçlü ve yaygın bir inanç ve merakla Ağrı Dağı’na yönelmekte,bu da bilimsel, kültürel bir merakla beraber Dağı aynı zamanda açık ara cazip bir tırmanış rotası kılmaktadır..
İlk zirve yapan Seyyah der ki Gemi iki yüz adım çapında bir alanda…
Tufan’dan kurtulan Peygamber ve ahfadını taşıyan Gemi’yi başına buyur eden gizemi, görkemi kadar; Ülkemizin Çatısı” ve Dünyanın en yüksek 2. Zirvesi olarak sarp yamaçları ve her mevsim karlı buzullarıyla azametli heybetli varlığıyla tarihte nice anlatıya, destana, kimi isabetli kimi boşa/puç’a çıkan nice tespit ve takdire de konu olmuştur Ağrı. Mesela Venedikli büyük kâşif Marco Polo 1272 yılında "Her dağa çıkılabilir ama, Ararat’a kati surette hiçbir zaman tırmanılamaz” demişse de; Alman doğa bilimci ve seyyah Friederik Parrot, 1829 yılında Ağrı’ya tırmanır ve zirve yapan ilk insan olarak da tarihe geçer. Kendisinden sonra gelecek olanlara ilham veren başarı hikayesini anlattığı “Ararat’a Yolculuk” kitabında,
2/3
Geminin burada olduğuna dair gözlem ve kanaatini yazdıktan sonra,Nuh'un Gemisi'nin bulunması muhtemel 200 adım çapında bir alandan da söz eder.
Tarih boyunca dünyanın her yerinde her dinden ırktan, farklı kültür ve uygarlıklara mensup insanlar ’Aynı Geminin Yolcuları”nın evlatları/balaları olarak, atalarının ve ortak kutsalları olan Nuh’un Gemisinin izini sürmeye devam ederken, bilim insanları ve araştırmacılar da bu tarihi gizeme, bu destanın izini sürmeye kayıtsız kalmayacaklardı, elbet…
Büyük Tufanın meydana geldiği yer, Gemi’nin seyri ve Tufan dindikten sonra Hz.Nuh'un Gemisi'nin oturduğu yer konusunda farklı görüş ve değerlendirmeler olsa da yaygın kanaat Gemi’nin Ağrı Dağı’na oturduğu yönünde…
2022 Mayıs ayında Ağrı Doğubayazıt’ta Derneğimizin ev sahipliğinde Dağın yamacındaki mütevazı Noah’s Ark tesislerimizde yaptığımız, üç gün süren “Büyük Tufanın Ağrı Dağındaki Arkeolojik İzleri” sempozyumuna Dünyada 15 ülkeden (ABD, G.Kore, Çin, Gürcistan, Polonya, Hong Kong, Hollanda, Türkiye vd.) Üniversitelerin Arkeoloj, Jeoloji, Sümeroloji, Hititologi, Teologi, Prehistorya, Tarih ve Sanat Tarihi kürsülerinden ve dağcılık spor ve disiplinlerinden alanında yetkin akademisyen ve uzmanların katılımı ve son derece çarpıcı bildirileriyle Ülkemizin Çatısı olarak kabul edilen Ağrı Dağının her mevsim karlı buzullarında saklı olduğuna inanılan Nuh’un Gemisi’ne dair hayli çarpıcı bildirileriyle uzmanlar, “İnsanlığın 2.Doğuşu” olarak kabul edilen Büyük Tufan’a ışık tutmaya çalıştılar.
Dağ Arkeolojisi/Destan Arkeolojisi
Bu sempozyumda, Amerika’da Arkeoloji Bölümünde öğretim görevlisi ve aynı zamanda profesyonel Dağcı akademisyenlerin “Dağ ve Destan Arkeolojisi”nden söz eden özgün ve kapsamlı sunumları/bildirileri, bu alanda yapılacak çalışmalara ışık tutacak mahiyette idi. Bu bağlamda anılan bölümlerin yapacağı bilimsel çalışmaların yanında, yörede halk kültürünün ses bayrağı olarak kabul edilen Aşıkların/Ozanların çığırdığı Türküler, deyişler ve yörede Dengbej olarak bilinen anlatıcıların klam ve stranlarından da Büyük Tufan’ın ve Nuh’un Gemisi’nin izinin sürülebileceği anlaşılmakta idi…
Yine 2023 Ocak ayında Gürcistan’ın başkenti Tiflis’teki yüz yıllık Teknik Üniversitenin ev sahipliğinde Derneğimiz, Iğdır Üniversitesi ve Abd den bir Üniversite ile işbirliği halinde önce “Uluslararası Nuh Tufanı'nın Aras ve Kura Havzasındaki Arkeolojik İzleri” sempozyumu ve yine sene başında Ankara’da
3/3
Anadolu Medeniyetleri Müzemizde yaptığımız “Uluslararası Nuh Tufanı'nın Anadolu’daki Arkeolojik İzleri” Sempozyumları da aynı anlayış ve maksatlarla yapılmış, ilgili çevrelerde ulusal ve uluslararası alanda oldukça rağbet gören, beğeni ve ilgiyle izlenen bu programların sürdürülmesi yönünde bizi yüreklendirmiştir..
Bu bağlamda Derneğimizin yıllardır birlikte benzeri faaliyet ve çalışmaları yürüttüğü Hong Kong Nuh’un Gemisi Müzesi Başkanlığı heyeti ve yine Ağrı Dağının yamacındaki Iğdır Üniversitemiz ile işbirliği halinde yılın son faaliyeti olarak “VI.Uluslararası Nuh Tufanı'nın Anadolu’daki Arkeolojik İzleri Konferansı”nı yapıyoruz. Başta Iğdır Ünv. Olmak üzere yurt içinden ve yurt dışından farklı üniversitelerden ve alanında uzman katılımcıların sunumlarıyla, aynı gemide yol alan atalarının dünyanın dört bir yanına yayılan yol arkadaşları olarak yine aynı Gemide olmanın bilinciyle, Nuh’un Gemisi’nin izini sürmeye devam ediyoruz.
İlginize teşekkür ederiz.
Selam ve saygılarımızla…’’ ifadelerine yer verildi.