Seçildiğinin 1. Yılından sonra Sayan hakkında rutin haberler dışında çok yazmadım iki alkışladığım icraatını haberleştirdiğimde var hafızam beni yanılmıyorsa ama genel anlamda aleyhineydi yazılarım .
Sayan’ın vatandaşla kavgasında hep halkın yanında saf tuttum ,Ağrı meselemiz dediğinde çağırdığı masaya da oturdum .
Zaman zaman kulağımıza gelen nahoş iddiaları duymazdan geldim ,sağıra yattım ikrardan değildi sükutum ,her sorana nedenini, niçiniyle birlikte anlattım.
Pandemi sürecinde bir bayram sabahıydı sanırım 8-10 kişilik bir masanın etrafında eski öğretmen evinin arka bahçesinde artık AKP’nin Mir Dengir Mehmet Fırat’tan boşalan koltuğunun adayı olduğunu anlatım ,onların Ağrı Belediye Başkanı benim zeki bir politikacı olarak tanıdığım Savcı Sayan’ın ..
İşte o gün bu sebeple Savcı Sayan’ı yazmayı bıraktım …
Ağrı’nın Belediye Başkanı olmaktan vazgeçmiş bir siyasi figür’ün, partisi leyhine geliştireceği politikada Ağrılı bir isim olarak yer almasının önünde engel olmadım .
Nihayetinde yaşadığım coğrafyanın sosyolojik bir gerçeği olarak Ağrı’dan başka ruh iklimime dair hiçbir kelamı bu sütünlar da sizinle paylaşmadım .
Sosyal medyamdaki paylaşımlarımda, kendi hususi sayfamda yazdıklarımın aldığı reaksiyonlar yıllardır işin içinde olan biri olarak bana yeteri tecrübeyi edinmemi sağlamıştı.
Daha geçtiğimiz hafta sonu yolgeçen hanına çevrilen bu kentten Sebahattin Eleşkirt’te çürürken bilmem kimden ballı 2 müdürün asalet alarak sırra kadem bastığının farkında biri olarak, belki de Sayan’ın hırçın tavrının Ağrı’ya bu manada katkısı olacağına inandım.
Aslında birazda onun için yazmadım.
Kul hakkıyla imtihan olacaksınız diyen bir dini sömüren ,İmamını torpille atamış bir partinin bu ülkeye zerre fayda sağlayamayacağına iman etmiş bir Müslümanım..
Ehveni şer gereği yaşadığım coğrafya insanına hakkı mukabilinde fayda sağlayabileceğine iki yanlıştan bir doğru çıkarabileceği ihtimaline ram olup yazmadım.
Ama bugün geldiğimiz noktada Sayan’ı yazmanın bir gereklilik olduğuna inandım .
Şimdi buraya kadar okuyunca bir Sayan güzellemesi sanıp sonrasına bakmadan rencide edici yorumlar yaparsanız kalemin ve kelamın sahibi adına gücenir darılırım.
Uzatma diyorsunuz aslında onunda farkındayım ,lakin mesleğinde bir 5N1K sı var ben arada eksik fazla uygulasam da.
Şimdi neden ihtiyaç hasıl oldu bu yazıya gelin onu konuşalım ..
Yaklaşık 2 yıldır tek programda izleme ihtiyacı duymadığım ‘’bay ezber’’ geçtiğimiz günlerde TRT haberde canlı yayın konuğu olarak izlemek zorunda kaldım.
Bay Ezber’in Millet İttifakı ya da halk arasındaki tabiriyle 6 masada oluşan kriz sonrası yapacağı değerlendirmelerin neler olabileceğine dikkat kesileyim diye bende programa odaklandım.
Başkanı olmaktan vazgeçtiği belediyenin her tvitinden irin damlayan kadın encümenine Beyaz Tülbent ( bizde leçek derler)adabına mugayir hareketlerini görmezden gelen Sayan’ın Maraş’ta Beyaz Tülbentli kadınlarla çıkarması yapacağı ifadelerine şahit oldum.
Acının, deprem bölgesine ulaşan her tırın önüne asılmış pankartlarla teskin olmayacağına inananlardanım ,bu sebeple de afetin piar için kullanılmasından rahatsızlık duydum ki onu geçelim .
Asıl mesele kentte tüm seçim sürecince mikro milliyetçilik üzerinden Pızmam,kurap,kurğal,dotmam vs vs siyaseti yapan Sayan’ın millet mefhumuna ve yine inanç aidiyetine bu kadar kaba saldırmasını 6’lı masaya bu cihetle bölücülük yaftası yapıştırmasını anlamlandıramadım.
Zira Savcı Sayan’ın konumlandığı yer Necip Fazıl’ın ifadesiyle Kaba softa ve ham yobaza bakıp “bu senin halin şeriat değildir!”” diyeceği yerde şeriate bakmadan kaba softa ve ham yobazın halini şeriat sanma felâketidir.
Hasılı dağılın BAVO ezber bozun gidin ve oyunuzu bu ülkenin aydınlık geleceği olduğuna inandığınız adaya kullanın…