Ağrı’nın Gönül Adamı
Merhaba Sevgili Gönüldaşlar..
İşlerimin yoğunluğundan ötürü uzun bir zamandır sizlerden ayrı kalmış olmanın hüznünü ve özlemini yüreğimde barındırdığımı söyleyerek ve sizleri selamlayarak başlamak istiyorum bu haftaki gönül köşeme..
Ağrı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde daha önce müdür yardımcılığı görevini yürüten,şimdilerde müdürlüğe atanan Cevdet Taşdemir’e hayırlı olsun ziyaretine gittim bugün..
Tabi gitmeden önce nezaketen aradım ve ziyarete gelmek istediğimi dile getirdim. Bu ziyaretimden memnuniyet duyulacağını işittikten sonra yola revan oldum.
Cevdet Bey’in şahsıyla ilgili bir önceki köşe yazımda gönül adamı diye bahsetmiştim kendisinden.Makamının kapısını araladıktan sonra,içimi bir ürperti sarıverdi.
Acaba dedim içimden acaba!!
Bir üst makama terfi etmiş bir insanın gönül adamlığı zede görmüş müdür diye geçirdim içimden.
Küçük bir içsel monologdan sonra içeri girdim ve oturmam İçin buyur edildim. Çok geçmeden rahatladım. Çünkü gönül adamı hiçbir şekilde makamdan olumsuz etkilenmediği gibi,aksine daha çok vatandaşa hizmet noktasında hem emek hem de vatandaşla gönül birlikteliği kurmuştu çoktan..
Çaylar gelmeye başladı,koyu olan çay gibi sohbetinde koyu geçeceğini düşünmüştüm ama bu konuda biraz yanıldım. Cevdet Bey’in susmayan telefonları,odaya giren kurum çalışanları,sürekli bir işe çözüm üretmeye çalışan,her gelen telefona cevap verip sorun ve sıkıntıları gidermeye çalışan bir müdür vardı karşımda..
Bir an Cevdet Bey’in 1 yıl önce kullanmış olduğu bir cümle geldi aklıma..”Bizim olduğumuz yerde zorba değil,emek üreten itibar görür” demişti..Gerçekten de öyleydi.. Emek üretenlerin hepsi odasında ya da telefonun diğer ucundaydı. Bu gerçekten takdire şayandı.
Bir çok konuda geri kalmış Serhat şehrimiz için Cevdet Bey’in hastane müdürü olarak,bu makamı işgal değil hizmet etme kültürünü şiar edinmiş olması kanayan yaralarımızı bir nebze olsun dindireceği kanaatini taşıyorum. Öncelikli olarak hastaneye gelen hiçbir hastanın tedavi olmadan gitmemesi adına büyük çaba gösterdiklerine de bizzat şahit oldum.
En önemlisi de makamların geçici olduğunun çok iyi farkındaydı Cevdet Bey. Bu süre zarfında şehrimizin ne kadar çok insanına hizmette bulunabilirsem bu benim için hem onur hem de gurur kaynağıdır diyordu. Zaten ben böyle motive oluyorum. Hizmet etmek beni hem dinç kılıyor hem de motivasyonumu üst düzeye taşıyor diyordu gülümseyerek..
Vedalaşmak İçin kalktık ayağa..Kendisini böylesine güzel bir adanmışlık uğruna tebrik ettim. Mesai saati biteli hayli olmuştu. O arada telefon çaldı ve evden arıyorlar dedi. Hastane müdürlüğü Ünvanını makam odasında bırakarak,her Aile reisi gibi önce marketin sonra da evin yolunu tuttu..
Evet sevgili Gönüldaşlar.. Bu haftaki yazımın sonuna geldik. Sizler için Cevdet Bey’i yakın takibe alacağımı bilmenizi isterim. Zira şehre hizmet etmek için bu denli özverili davranan bir kişiyi,bizlerin de daha çok destekleyip,köstek olma yerine doğru telkinlerle şevkini daha çok arttırma fikrini taşıyorum..
Ben şahsım ve Ağrılı hemşehrilerimiz adına Cevdet Taşdemir Bey’e şükranlarımı sunarken, sözlerime Hüseyin Nihal Atsızın dizeleriyle veda etmek istiyorum.
“En yüce hizmet; karşılık, kazanç beklemeden yapılan hizmettir. “
Hepinize Saygı Ve Sevgilerimi yolluyorum. Bir sonra ki yazıda buluşmak dileği ile..