Ah şu hayatımızın kahramanları olan beleşçi kardeşlerimiz! Bu güzelim ağustos akşamında aklımdan sizler geçtiniz. Çünkü sizler sayesinde ufkumuz açıldı. Neden mi? Anlatayım izninizle...
Hayatımda gördüğüm en organize insan topluluğusunuz sizler. O kadar organize hareket ediyorsunuz ki memleketin organize suç çeteleri için ilham kaynağı oldunuz. Örneğin nasıl oluyor da bir beleşçiliğin kokusunu daha ortada bir şey yokken alabiliyorsunuz? Ve hele ki kitleler halinde beleşin olduğu yere akın edebilecek yetiye nasıl sahip oldunuz?
Söz gelimi, bir düğün alanına girerken düğünün süresini, kız ve erkek taraflarını, yemek ve takı törenlerini içeren fizibiliteyi kafanızda oluşturmanız bizleri mest ediyor. Bu husustaki beceriniz içimizde yemyeşil bir dünya oluşturuyor. Aslında düşünüyorum da yeşili bizlere siz sevdirebilirdiniz. Çünkü bilirsiniz bizler pek fazla yeşili sevmeyiz. En sevdiğimiz yeşil şey, boş bulduğumuz yemyeşil alanlara bina dikip, o binayı yeşilimsi desenlerle allayıp pullayarak bilmem kaç katına satmaktır.
Beleş bir ortamın tüm imkânlarından optimum bir şekilde faydalanmalarıyla nam salmış siz değerli kardeşler; her türlü oyuna anında ayak uydurabilmeniz ve genelde baş köşeleri tercih etmeniz bizi bizden alıyor. Ama bununla bitmiyor ki meziyetleriniz. 360 derecelik bir görüş açısına sahip olmanızdan ötürü bir ziyafetin nerede ikram edileceğini ya da hediyelerin ne zaman verileceğini en geniş perspektiften görebilmeniz dillere destan. Böylesi geniş yelpazede hareket ediyor olmanız dünya siyaseti için esin kaynağıdır.
Siz de bilirsiniz ki birilerinden şüphelenmeden varımızı yoğumuzu onlara vermek en mahir olduğumuz şeydir! Mesela sizler beleş ortamlara o kadar hâkimsiniz ki hiç kimse sizlerden zinhar şüphelenmiyor. Hatta öyle ki, mekânın sahibi olduğunuzu düşünenler öncelikle gelip sizlerin ellerini sıkıyorlar.
Görüyoruz ki hareketli anlarınız özellikle yemek esnasında zirve yapıyor. Genelde tek bir porsiyondan doymadığınızı cümle cihan biliyor. İkinci ve mümkünse üçüncü porsiyonları ardı ardına istediğinize ve bilhassa yemekleri bizatihi gidip aldığınıza tanık olanlar bile olmuştur. Ne var ki onun bunun lokmasıyla tıka basa doyanlara ayrı bir sevdamız hep olmuştur bu coğrafyada. O yüzden seviyoruz sizleri.
Ancak bazen üzülüyorum sizlere. O güzelim hareketli anlarınız hayır işlerinde kesintiye uğruyor maalesef. O hayır işlerinde öylesine bir kayboluş içerisine giriyorsunuz ki izinize ulaşmak mümkün olmuyor. Bu esnada genellikle görüş açısının sıfır olduğu yerleri tercih ediyorsunuz. Eğer öyle bir yeri keşfedememişseniz olay yerinden ayrılışlarınızı kimsenin fark edemeyeceği bir süratle yapıyorsunuz. Gelin görün ki zoru görünce kaçıp sağda solda şatafat içinde yaşayanlara alışık olduğumuzdan pek yadırgamıyoruz bu durumları.
Fakat hayır işlerinin bitişiyle birlikte yeniden olaya hızlı bir giriş yapmanız ise bizleri yeniden mutluluğa sevk ediyor. Dünyaları bağışlamış gibi bir hava atışınız yok mu hele. Cepteki paradan olmamanın verdiği yüksek moralle kendinizden geçecek kadar atıp tutmalara kaptırıyorsunuz o sevimli bedenlerinizi. O esnada havalarda dolaşmanızdan bu rahatlığı anlayabiliyoruz. Malûmunuz, göklere çıktıktan sonra yerlerde gezinmenin ne menem bir şey olduğunu unutmak fıtramızdandır.
Kimsenin sizlerin beleşçi olduğunu çakmamaları için herkesle iletişime geçmeye ayrı bir özen gösterdiğinizi de anlıyoruz aslında. Bu yüzden ortamın en güleryüzlü tayfası sizlersiniz. Davetliler arasında o kadar bir popülerlik kazanıyorsunuz ki herkes sizlerle iki kelam edebilmek için sıraya giriyor. Sıraya geçmeyi çoğumuz doğarken öğrenmişiz hem. Dolayısıyla bu da pek mesele değil bizler için.
Fakat aslında o yüce tarihinize layık değilsiniz sizler. Çünkü sizlerin ağababaları bu işte zirve yapmışlardı. Misal, onlar beleşçilikleriyle dünyalar yaptırmışlardı yedi sülalelerine. Bu yüzden terminolojide tam bir uzman beleşçi diye adlandırılır onlar. Sizler biraz geçmişe bakıp utanın bence. Onların seviyesine çıkmanızı umut ediyoruz. Ancak unutmayın ki geçmişini unutmak bir tek sizlere özgü değil.
Son olarak şunu demek istiyorum. Kendi ortamlarınızda diğer beleşçileri rahatlıkla anlayabildiğinizden ona göre pozisyon alıyor ve onlarla ayrıca ilgileniyorsunuz. Gözlerinizi meslektaşlarınızın üstünden ayırmadığınız gibi yanlarına giderek kaybolmalarını engellemeye çalışmanız mesleğinize saygınızın en samimi göstergesidir. Buna da meslektaş dayanışması diyebiliriz. Eh memlekette sahtekârlığın dayanışmasını yaşayan zihni ortaklarınız epeyce fazla!
İşte bunca şeyi sizler bize öğrettiniz. Bundan dolayı hakkınızı ödememiz mümkün değil. Ama sizlerle karşılaşma şerefini bizlerden uzak tutmanız temennileriyle… Kalın sefa ile.
Bulut 2 Yıl Önce
müthiş bir yorum Tebrik ediyorum. Acaba beleşçi zihniyet okuyup utanacakmı Ama nerde. şeref gitmiş Bi kere geri dönüş yok