Bilmeyenimiz mi var derin devlet kavramının ne olduğunu. Aslında varlığı çok eskilere dayansa da 90'lı yıllar sağ olsun, hepimizin tepesine vura vura ezber ettirdi bu mendebur kavramı. Öyle politik jargon kullanarak afili bir tanım yapmaya gerek yok. Üç beş ruh hastasının var olan hukuk düzeni dışına çıkıp, kafasına göre takılarak ona buna ceza kesmesi diye özetleyebiliriz.
Ee bu ruh hastalarını gören diğer ruh hastası adayları da olaya eklenince mevzu büyüdükçe büyüdü! Her önüne gelen merdiven altlarında, dağ inlerinde ya da "çok çok aşırı gizli" toplantılarda kendilerince örgütlenip durdu. Onları gören başka deliler de çakma gömlek üretir gibi derin devletçikler üretir oldu. Sonra da et ki o delilerden kurtulasın. Ama ne mümkün!
Ortalık deliden geçilmez oldu. Beline bir silah takan ya da bilmem neresine bir koltuk çeken bu deli tayfasının biricik delileri kendi raconunu kesmeye başladı bu garibim memlekette. Utanmasalar kendi aralarında bir yarışma bile yapacaklardı hani: "Benim derin devletim senin derin devletini döver" yarışması. Hangi taşı kaldırsan böcek gibi kümelenen, larvalarını oraya buraya peydahlayan bu deli tayfası kendilerini öyle bir muazzam varlık olarak sundular ki, görenler "aman bunlar devlet, devletle uğraşılmaz" sözü deyim olmaya başladı.
Düşünsenize, ortalık devletten geçilmez oldu. Nereye baksan devlet(!) Öyle ki, sinema ve televizyon sektörü onlardan ilham alarak türlü türlü devletçikli yapıtlar ortaya koymaya başladı. Başka memleketler uzaydan yahut tarihten ilham alıp sinema, dizi yaparken bizler o delilerden ilham aldık. Böylelikle iyice delirmiş olanlarımızla dolup taştı memleket. Eskiden mahallenin ya da köyün masum ve zararsız delileri varken, sonraları semtin delisinden tutun da bölge delilerine varıncaya dek yelpazemiz genişledi.
Son olarak bir ekleme yapmak istiyorum. Deli dediysek bazı insanlara haksızlık yapmayalım. Onlar bildiğimiz "deli" sözcüğünün epeyce dışındaydılar. Yani bildiğimiz gönül işçiliğinden yahut fikir işçiliğinden kaynaklı erdemli bir delilik değildi onlarınki. Onların deliliği ihtiras manyaklığındandı. Gönül ya da düşünce işçiliğinden delirenlerin ömrü daha fazla acı çekmemeleri için Allah'ın lütfundan olsa gerek ki kısa olur. Ama bunların ömürleri ise Allah'ın lanetinden ötürü kısaydı ve hep de kısa olmaya devam edecek!!! Gelgelelim ki her şeyi Allah'a bırakmak da olmaz. Artık biz akıllılar da o akıllarımızı daha mı bir başımıza alsak acaba? Yoksa sonumuzu mazallah bir gün o ruh hastalarından birisi getirir.
Kalın sefa ile.
Ağrı 2 Yıl Önce
Devlet mefkuresi bazı art niyetli kişi veya gruplarla karartılmamalıdır. Devlet devlettir. Derin olanı sığ olanı yoktur.