Fransızca kökenli sosyete kelimesi aslında bildiğimiz "topluluk" demektir. Ama topluluk kelimesi yerine "cemiyet" kelimesi kullanılmıştır. Çünkü kimileri kendilerini ayrıcalıklı kişiler gördüklerinden olsa gerek ki topluluk gibi genel bir kitleyi ifade eden kelimeyi hiç kabul ederler miydi? Etmezlerdi elbet. Bu yüzden "cemiyet hayatı" sözüyle toplumun dışında kendilerine bir dünya kurduklarını ilan etmiş oldular aslında. Mademki toplumun dışında bir dünya kurmuşlardı, gereğini de yapmaları gerekirdi. Nitekim onlar da öyle yaptılar. Dünya kopsa umurlarında olmadı pek. İnsan dışındaki her türlü topluluğun hakkıyla ilgilendiler aslında. Köpek hakları, ağaç hakları, orangutan hakları vs. Ama insan hakları, hele hele fakir fukara hakkı zinhar dillerine girmedi. Nedeni basitti esasen. Fakir fukara hakkı derlerse mecburen fakir fukarayla bölüşmek gerekirdi bir şeyleri. E o zaman cemiyet kelimesi topluluğa dönüşürdü ki mazallah ölümden beterdi onlar için! Diğer yandan, bir ağacın yahut zavallı bir köpeğin onların servetlerinden pay istemeyeceklerini gayet iyi biliyorlardı. Hatta kimi vakitler bazıları içi boşaltılmış devrimci kelamlar bile etmeye başlamıştı. Yok bildiğimiz klasik devrimci sözleri değil! Liberalizmi devrimcilikle süslemek gibi tuhaf bir şeydi aslında onlarınki. Her türlü toplumsal mesuliyeti alaşağı eden ve insana sınırsız bir hak talep eden bir devrimcilikti bir anlamda. Bu yüzden çoğunluğu daima politik ve ekonomik muktedirlerle iyi geçinmeye çalışmışlardır. Bunun karşılığında ise mesela davetlerde ön sıralarda olmak, diledikleriyle randevu almak gibi önemli ayrıcalıklara sahip olmayı kendilerine hak görmüşlerdir. Hatta toplum adına kanaat önderliğine bile soyunmuştur bazıları. Tabi ki topluluğun parçası olarak değil, "CEMİYET MENSUBU" olarak!
Ama şimdilerde her ne hikmetse toplum adına alelade vatandaş gibi hayat pahalılığı gibi kavramların olduğu jargonu kullanmaya başladılar. Eğer ki sosyete bu jargonu kullanmaya başladıysa altındaki nedeni tahmin etmek zor değil.
Sözü uzatmayacağım. Konu sosyete olunca beynimdeki kelimeler birbirini ezecek gibi kalabalıklaşıyor. O yüzden kelimelerime hâkim olamamaktan korkuyorum. Eğer ki hayat pahalılığı gibi bir dertleri varsa öncelikle zor durumda olanlarla paylaşım içerisine girseler keşke. Elbette her vatandaşın memleket adına söz söyleme hakkı vardır. Ama bu memleket için daha çok söz sahibi olanlar memleketin yoksulluk yükünü çekenlerdir.
Kalın sefa ile...
ahmet 3 Yıl Önce
onların keyfi yerinde