İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in sorunları vatandaşlardan dinlemek için başlattığı ve yaklaşık 20 aydır devam eden yurt gezilerinin bugünkü durağı Diyadin ve Ağrı Merkez oldu.
Akşener vatandaşların yoğun ilgisi ve yönetime dair şikayetleri nedeni ile esnaf ziyaretinde mesafe katetmekte bir hayli güçlük çekti.
Akşener’e Ağrılıların yoğun şikayetleri sağlık hizmeti alamamaktan yana olurken belediye hizmetlerinin yetersizliği ,ekonomi ve torpile ilişkin de çok sayıda şikayet ilettiler .Akşener’den Ağrı’ya ilişkin sorunların dile getirilmesini isteyen vatandaşlar Ağrı için elinizi masaya vurun sizin yumruğunuza güveniyoruz dediler.
Akşener’in Ağrı ziyaretinin ana başlıkları şu şekilde;
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ağrı’da ziyaret ettiği bir evde basına açıklamalarda bulundu. Ev kiralarının; öğrencilerin tekrar yüz yüze eğitime başlayacağı dönemde artmasının nedeninin plansız kentsel dönüşüm olduğunu söyleyen Akşener, “Okullar açıldı. Kiralar uçmuş. Tuhaf plansız programsız kentsel dönüşümle ilgili olarak bir problem yaşanıyor. Kentsel dönüşüme karşı değiliz, olmalı; ama bu kentsel dönüşümü yaparken doğru planlama yapılması lazım” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, esnaf ziyaretlerine Ağrı merkezinde devam etti. Bir vatandaş, Akşener’e; Fatih Mahallesi’nde yaşanan çöp sorunundan bahsetti. Akşener, bunun üzerine esnaf ziyaretini yarıda bırakarak mahalleyi ziyaret etti. Buradaki bir ev ziyareti sırasında, kendisini takip eden gazetecilere açıklama yapan Akşener’in sözleri özetle şöyle:
“MAKUL BİR DİL, MAKUL BİR SİYASET OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYORUM”
“Gerçek problemlerin üzerinden konuştuğumuz, sizlerin gerçek sorunlarını biz siyasetçilerin konuşup, bu sorunlara ürettiğimiz çözümler üzerinden de rekabet ettiğimiz bir siyasi dili bir siyasi tutumu oluşturmaya gayret ediyorum. Bunun adına da makul siyaset deniyor. Makul bir dil, makul bir siyaset oluşturmaya çalışıyorum. Özneyi sizin oluşturduğunuz emekçinin, işçinin, köylünün, çiftçinin, besicinin, öğrencinin, işsiz gencin, tencere kaynatmakta zorlanan kadının ve atanamayan öğretmenin EYT’ linin, 5 farklı emekli maaşı yani 1500 liradan 2600 lira arası değişen emekli maaşı alan emeklinin derdinin konuşulduğu ve onların çözümünün üretildiği ve bunun üzerinden de sizin seçmen olarak karşınıza çıkıp, ‘bizim çözümlerimiz budur, dertlerinize yaptığımız çözüm budur kardeşim, oylarınıza talibiz’ diyebildiğimiz bir atmosfer. Birinci önceliğim bu. Onun için oy isteme faslına gelemedik. Önce bu atmosferi oluşturmak için dolaşıyorum. Birincisi bu. İkinci, çok şey öğreniyorum. Esnafın dükkanının içine girdiğimiz zaman orada gerçekleri görüyorsunuz. O saydığım bütün grupların, dertli grupların bir temsilcisi ile karşılaşıyorsunuz.
“TÜRKİYE’DE YÜZDE 75’LİK BİR KESİM ASGARİ ÜCRETE MAHKUM”
Bu arada, siz gazetecilerin de derdi var. Yerel basının da derdi var. 20 aydır ben geziyorum. 20 ayda gördüğüm şey şudur: Türkiye’de, çalışan kesim de asgari ücrete mahkum. Yani yüzde 75 oranında kesim Türkiye’de asgari ücret ile çalışıyor. Bu da ayrı bir problem ortada duruyor.
“OKULLAR AÇILDI, KİRALAR UÇMUŞ”
Şimdi bu gezilerimde bir şey daha fark ettim. Okullar açıldı. Kiralar uçmuş. Şimdi yani Doğu Anadolu’da oranın ilçelerinde de aynı İç Anadolu’da da aynı, git Batı’ya Batı’da da aynı. Şimdi iki tür sorun var. Birincisi bu tuhaf plansız programsız kentsel dönüşümle ilgili olarak bir problem yaşanıyor. Kentsel dönüşüme karşı değiliz, olmalı; ama bu kentsel dönüşümü yaparken doğru planlama yapılması lazım. Doğru çözümler üretilmesi lazım. Rastgele yıkıyorlar evleri, özellikle büyük şehirlerde yıkılıyor, ondan sonra o insanlar kiraya çıkmak zorunda. O mahallede diyelim 100 ev var. 100 ev birden yıkılıyor. O aileler kirada oturmak zorunda kalıyor.
“KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN DAHA PROGRAMLI YAPILMASI LAZIM”
Mültecilerin durumu var. Bir de okullar açılıyor. Öğrenciler şehirlere gelmeye başlayınca ilçelerde bile çok kiraların arttığı bir süreç yaşıyoruz. Ben bunu sahadan gördüm. Oradan öğreniyorum. Bunun çözümü nedir? Kentsel dönüşümün daha planlı programlı yapılması. Öğrencilere yurt özellikle yurdun sunulması. Ev sahipleri de ne yapsın? Ben ev sahibini suçlamıyorum. Dolayısıyla onların da herkesin mutlu olacağı çözümler mümkün. Bunları ben öğrendiğim zaman arkadaşlarıma da talimat verdim. Üzerine çalışıyoruz. İlk bilgileri sizinle paylaştım.
“AĞRI’YA 5 DAKİKALIK MESAFE KÖY DESEN DEĞİL, ŞEHİR DESEN DEĞİL”
Şimdi buraya geldik Büşra ve Oktay’ın yaşadığı eve. Burada bir arkadaşımız, Kenan bey dedi ki ‘Esnaf ile dolaşıyorsun. Esnaf tamam da. Gel burayı gör. Bakın kaç dakikada geldik biz buraya? Çamur. Orada bir çöp var. O çöpün kokusunu hep birlikte alıyoruz şimdi. Çöplüğün kokusunu. Ağrı’nın 5 dakika dışındaki bir yerin, yani köy desen köy değil. Köyün havası temizdir. Köyün suyunu daha ucuza kullanırsın birçok şeyi köyde daha ucuzdur. Şehir desen şehir değil. Bir yerdeyiz. Benim yapmaya çalıştığım buralara dikkat çekip. bu gerçeklikler üzerinden tüm siyasetin sadece bizlerin değil; çözüm üretip sizin karşınıza da o çözümler üzerinden rekabet edebileceği, sizin karşınızda çözümler üzerinden görücüye çıkacağı bir siyasi atmosferi oluşturabilmek.”