M.Ö. 300 yıllarında tanrının insanları soylular, köleler ve bekçiler olarak yarattığına inanılırdı. Sokrates adında biri çıkıp “Hayır tanrı bütün insanları eşit yaratmıştır.” diyerek insanlık tarihinde büyük bir değişime neden olmuştur. Daha sonra Fransız ihtilali’nin getirdiği eşitlik, özgürlük, demokrasi, ulusalcılık, adalet fikirleri feodalizmi yok etti. Feodalizm ve krallıkların yerini batı kapitalizmi, sömürgecilik ve emperyalizm aldı.
Bütün dünyayı sömürgeleştiren, yerli işbirlikçi yönetimler aracılığı ile bütün dünyaya direk ve dolaylı müdahale eden bu güçler, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde kendi hegemonyalarında yönetimler kurarak dünya halklarını sömürmüş, ezmiş, mazlum milletleri parçalamış ve köleleştirmişlerdir. Özellikle Ortadoğu’’da hiçbir milletin ve siyasi ekolün güçlü olmasını istemeyen batı emperyalizmi, hakları çatıştırarak güç- süzleştirmiştir.
Küresel üst aklın oluşturduğu yerel oligarşik yönetimler aracılığıyla Ortadoğu sömürgeleştirilmiştir. Batı emperyalizminin hâkimiyetini ve sömürgeciliğini kabul etmeyen yönetimler ise türlü metodlarla devrilmiş, ülkelerde kaos, iç savaş, halklar arasında düşmanlık inşa edilmiştir. Bunun en büyük uygulama alanı Türkiye olmuştur.
Artık günümüzde batı emperyalizminin eski dünya düzeni çökmüştür. BM (Büyük Milletler, Avrupa Birliği, İnsan Hakları Evrensel Sözleşmesi gibi küresel oluşumlar inandı- rıcılığını ve tutarlılığını bütün dünya milletleri nezdinde kaybetmiştir.
Dünya’nın ilk ve büyük uygarlıklarının doğduğu Mezopotamya ve Anadolu yeni bir dirilişe ve yeni bir dünya düzenine gebedir.
Bu bağlamda genelde Türkiye özelde Ağrı’da da büyük bir değişim ve dönüşüm sü- reci yaşanmaktadır.
Türkiye ve Ağrı’da halk yenilik istiyor, halk inandırıcılık istiyor, halk ona dokunan, onun gibi yaşayan kişiler istiyor. artık halk koltuk peşinde, mevki peşinde, çıkar peşinde koşan insanlara inanmıyor. Herhangi bir partide bir yer kapma kaygısında olanların peşinden gitmiyor.
Ağrı’da seçmen davranışları çeşitli siyasal, sosyal, sınıfsal nedenlerle kemikleşmiştir. Bunu bilinen yöntemler, bilinen davranış ve kişiliklerle değiştirmenin imkanı yoktur. Her seferinde olduğu gibi “Evet biz sizi anladık, sizin problemlerinizi çözmeye adayız.” söylemleri işe yaramayacaktır ve inandırıcılığını yitirmiştir. Artık makas de- ğiştirme vakti gelmiştir. Bu insanlara bilinçsiz, cahil, terörist kolaycılığı ile yaklaşmak, bir bürokrat, bir partili, bir milletvekili olunduğunda sırt çevirmek, onlara üstten bakmak artık moda bir davranış tarzı olmuştur. Bu yolla bu insanlara ulaşılamayacağını iyi analiz etmek gerekir. Genelde Dünyada, Türkiye’de, özelde Ağrı’da seçkincilik, ayrımcılık, beyaz Türklük, beyaz Kürtlük çökmüştür.
Ağrı’da “Biz size efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik ve geleceğiz.” söyleminin içini dolduracak, bu ekolü fiilen içselleştirip, uygulayacak kişi ve kişilik yapısına sahip insanlar gerekir. Büyük kitlelerle geçmişi olan, onlara dokunan, küçük, dar, mahalle, arkadaş, akraba ilişkisinden öteye büyük kitlelerle buluşabilen insanlarla sevgili Ağrı’ma ulaşılabilir. Onların yüreğine bu yöntemle dokunulabilir.
Artık Doğu ve Güneydoğu’da, hatta metropollerde ve batının diğer ilerinde Kürt seç- mene ulaşmak için yeni yöntemler, yeni kişilikler bulmak gerekir. Bilinen aynı yöntemler aynı sonuçları doğuracaktır.
Gerek Türkiye gerekse Doğu, Güneydoğu ve Ağrı’da batı emperyalizminin şekillendirdiği eski Türkiye düzeni ve güvenlikçi ekol ağırlıklı yeni Türkiye söylemi arasında sıkışan siyaset ve halk üçüncü bir yol arayışına girmiştir. Bu seçimlerden sonra ya daha çok demokrasi, özgürlük, adaleti, hak, eşitlik, Refah, yenilik gelişmişlik temelinde üçüncü yol hakim olacak, ya da kaos, yoksulluk, adaletsizlik, iç çatışmalar sürüp gidecektir.
AK PARTİ MİLLETVEKİLİ ADAY ADAYI
Cesim ALMA