Yağmurlu bir Zonguldak sabahından herkese merhaba.
Hiç sevmem yağmurlu havaları.
Kimilerine göre romantizm teşkil etsede bende daima bohem bir hava yaratır..
Öylesine belirsiz ve anlamsız gelir ki bana.Ülkemizin içinde bulunduğu durumu gözler önüne seriyor adeta..
Bu arada buradan Ara Güler’e en derin sevgi ve saygılarımı gönderiyorum.Nurlar içinde yatsın.
Ara Güler estetizm yaratırken toplumun veryansınlarını ele almış mıydı acep?
Ah be abi!! Senin sanat eserlerini yorumlayamamakta bizim ayıbımız olsun..
Hadi gelin,hep beraber yorum kabiliyetimizi şekillendirelim.
Güne 8 ay sonra ortaya çıkan “Trump-Biden” Savaşının Türkiye üzerine kara bulut gibi çökmesiyle uyandım.
Anlam veremedim. Anlamaya çalıştım.
Zihin süzgecinden geçirdim. Sonra bir kapı bulup kenarından içeriye süzülü verdim.
Meşru siyaset zeminine bomba bir haber olarak düşmüştü adeta. Muhalefet bu işten gayri ihtiyari nemalanma eylemi gösteriyor olsada, iktidar mağdur pozisyonunda safları sıkılaştırmıştı.
Neyse ki corona var.. Siyasetin sosyal mesafesine selam olsun.
Ülkede herkes bu konuyu değerlendirirken kimileri tam bağımsız Türkiye naraları atarken kimileri de bu söylemler ışığında İktidarı hedef almış durumda.
Güzel Kardeşim!!!!! iyi,hoş,güzel söylüyorsun da.
Başka Türkiye yok!!!!
Her neyse.. Dış politikayı yönlendirenler muhakkak buna da bir çözüm bulacaktır..
İnancımız tam!!
Dış politika demişken.. İç politikadaki çıkmaz sokaklarda yalın ayak koşanlara ne demeli?
Kurumlar arası savaş..
Basınlar arası sancılı Geçiş..
STK’lar arası talan hegemonyası..
Eyy Ahali!!
İç politikanın hali Yaman..
Geçenler’de çok değer verdiğim bir abim ile diyalog gerçekleştirirken,Ağrı’yı sordum..
Aman sormaz olaydım..
Bir il düşünün ki, adı ile bu kadar uyuşabilen olsun..
#Sağlık
#Eğitim
#Hizmet..
Bu kalemlerin hepsi tükenmişlik sendromu yaşıyor dedi.
Olur mu ya.. Nasıl bir şehir kültürünüz var diye sordum..
Sormaz olaydım!! Dilimi ısırsaydım keşke.
Şehirde inanılmaz bir rekabetin olduğundan dem vurdu. Bir an sevinmiştim bu sözünü duyunca.
Ama buz dağının görünen kısmı öyle değilmiş malesef..
Hizmet rekabeti yerine,hegemonya rekabeti almış başını gidiyormuş.
Kurumların çoğu işlevselliğini yitirmiş, ehil insanların küstürülüp kendi kabuklarına mahkum edildiğini anlattı bana.
Anlattı da anlattı..
Bir şehir böylesine kaderine terk edilmiş olamazdı..
Sonra bir başka isimle “Ağrı” üzerine konuştum.
Onun’da söylemlerinin diğerinden aşağı kalır yanı yoktu.Üzüldüm.. İçerlendim..
Bu coğrafya hepimizin değil miydi?
Kapattım telefonu ve şöyle düşündüm..
Zonguldak çok farklıydı sanki!!!
Burada da durum böyle diyemedim..
Utandım..
Ne de olsa Zonguldak’ın adı vardı değil mi?
Eyyyy Dış politika çığırtkanlığı gözümüzü kör, kulağımızı sağır eyleye dur sen..!!
Akdeniz,Karadeniz ve Kızıldeniz’in anahtarı bizde lakin iç politikamızın anahtarı kimde ki?
Gelin bir el atın iç politikamıza.. Her gün kan kaybediyoruz.Eriyoruz. Hiçleşiyoruz.
Ayrıca!!!!
Kervan Yoldayken düzülmüyor..
Şairinde dediği gibi; Kevgir misin be kardeşlik.
Ben kahve içmeye gidiyorum.
Siz düşünedurun..
Matruşkalara kimlik kazandırma ümidi ile.
KALEMİNE SAĞLIIK 4 Yıl Önce
AĞRI BİTMİŞ VAZİYETTE ,AĞRI SADECE ŞOVMENLİK KÜLTÜRÜ İLE HİZMET EDİLMEYE ÇALIŞILAN BİR İL VAZİYETİNDE KİMSENİN LİYAKATA BAKTIĞI YOK ADAMIN VARSA BİR YERE AMİR MÜDÜR BİR ŞEY OLURSUN HİZMET DERSEN DİYİYORUM YA LİYAKAT YOK LİYAKAT OLMAYINCA HİZMETTE OLMUYOR GÜZEL BİR SÖZ OKUMUŞTUN AĞRI İLİNDE BİLGİLİ İNSANLARIN YETKİSİ YOK YETKİLİ İNSANLARINDA BİLGİSİ YOK