Yaşadığımız şehir ilçesi ve beldesi, köyü ve mahallesi ile caddesi sokağı, parkı, bahçesi ve kaldırımı ile hepimizin. Hepimizin emeği var bu şehirde ve bu şehrin de canlı cansız her varlığıyla bizim üzerimizde hakkı var. Hayatımızı sürdürdüğümüz kederlerimizi ve sevinçlerimizi toprağına ektiğimiz şehri daha yaşanılabilir kılmak bizlerin elinde. O yüzden yaşadığımız toplumun huzur ve mutluluğu, sakini olduğumuz şehrin bir bütün olarak güzelleştirilmesi en öncelikli hedeflerimizden biri olmalıdır. Zira sokakta, caddede, iş yerlerimizde çalışırken ve dinlenirken hemen her sohbette şehrimizin eksikleri hepimizin şikâyetçisi olduğu ortak mevzudur. Bu şehirde biz yaşadığımıza göre, mevcut sorunların çözümü için en fazla alın teri ve akıl teri dökmesi gerekenler de bizler olmalıyız. Bunun için karşılıklı sevgi ve saygıyı, tahammül ve hoş görüyü, birlik ve beraberliği, istişare ve dayanışmayı önceleyip aktif hale getirmeliyiz.
Başta yetki sahipleri olmak üzere Ağrı’nın her bir ferdi hem de her alanda şehrimize sahiplenme duygusu ve emanet bilinci ile yaklaşmalı. Hoşgörüye dayalı iletişimi, çözüm üreten öneri bilincini, misafirperver kültürümüzü, akrabalık ve hemşeriliği önemseyen sosyal yaşamımızı yeniden canlandırmalıyız.
Bu yüzden birbiriyle daha çok istişare eden, en ağır sorunlarını bile konuşarak çözebilen bir toplumsal zemin oluşturmalıyız. Şehrimizin değişim ve gelişimi için ‘ortak akıl’ ın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Dert sahibi, fikir üreticisi her bireyin siyasal süreçlere ve politik çıkarlara angaje olmadan toplumsal zeminimizi daha sağlıklı hale getirmek için el ele, yürek yüreğe vermesi kaçınılmazdır. Elbette her birimizin siyasal ve sosyal anlamda inanıp tercih ettiği bir taraf olabilir bu kesinlikle yadırganmamalıdır. Bizim meselemiz Ağrı’nın dertleri, sevinçleri, sorunları ve çözümleri ile alakalı kafa yoran insanların bir araya gelerek olumlu bir şeyler üretmesidir.
Her birey istediği fikre ve inandığı düşünceye sahip olmakta hürdür. Burada beklenti, şehrin genelini ilgilendiren her konuda fikirler üretmek ve ilgili makamlarda bulunan idarecilere çözümler için katkı sunabilmektir. Ve bunu şehirde bir kültüre dönüştürebilmektir. Zira sorunların çözümü için gücü nispetinde mesuliyet almayan her insan, sorun üreten bir mekanizmaya dönüşür.
Ancak el ele vererek şehrimizi birlikte daha ileriye taşıyabiliriz. Çocuklarımıza daha huzurlu ve mutlu yaşayabilecekleri bir ortam hazırlamaya gayret edebiliriz. Şehrin geleceği adına düşünce fark etmeksizin, siyasi polemiklere ve kısır gündemlere kapılmadan, Ağrı’nın gelişimi paydasında “ortak akıl buluşmaları” gerçekleştirmeliyiz. Şehrimizin sosyal-kültürel-ekonomik gelişimine fikir ve önerileriyle katkıda bulunacak kişilerin istişare etmelerinden büyük istifadeler çıkacaktır. Sorun olarak gördüğü alanlar ile ilgili imkanları dahilinde teorik ve pratik anlamda çözüm üretebilecek herkes el birliği yapmalıdır.
Bu yüzden halis niyeti ve çözüm odaklı hareket etmeyi hedefleyen bu çalışmanın güzel sonuçlar getirmesi için dert sahibi herkesin sorumluluk alması lazım. Hedef toplumsal bilinci yüksek sorumlu vatandaşlar olabilmektir. Bireysel talepleri olan ve küçük hesapların peşinde koşan bencil kişilikler yerine halkın genelini ve şehrin tamamının düşünen bir bilinç oluşturmaktır. Bu da toplumsal bilincimize ve birlikte yaşama kültürümüze katkı sağlayıp şehrimizi her alanda geliştirecektir.
İnanıyorum ki sorunları usulünce dillendirip çözüm için öneri ve katkıda bulunmayı, yıkıcı eleştiri yerine yapıcı tavsiyeler yapmayı başarırsak şikayetçisi olduğumuz şehre daha fazla katkıda bulunmuş olacağız. Bu noktada hiçbirimiz farklılıklara takılmamalı, toplumsal faydayı öncelemeliyiz. Mesele dert sahibi insanları Ağrı’nın faydası için taş üzerine taş koymaya çağırmaktır. O halde, haydi gelin hep birlikte “ Ağrı kimliği” etrafında “ortak akıl” paydasında buluşmayı başaralım!
Şehrimizin gelişimi, halkımızın bireysel ve toplumsal refah, huzur ve mutluluğu için ellerimizi taşın altına koyalım. Zira ancak sorumluluklarının farkında olup düşünen, yanlışı ve eksiği usulünce eleştiren, tespit ettiği sorunlara çözüm üreten bir anlayış şehri daha yaşanılır kılabilir.