Gözümü açtığımdan beri 2 soruyu hep duyar oldum. Birincisi dünyaya ne zaman göktaşı çarpacak? İkinci soru ise 3. Dünya Savaşı ne zaman çıkacak? Bununla ilgili tomarla teori ortaya atılmıştır geçen zaman içinde. Hatta öyle ki, konuyla alâkalı koca koca adamlar kitaplar, makaleler yazmış, düşünce kuruluşları ortaya çıkmış falan filan. Kimilerince Soğuk Savaş döneminde beklenen dünya savaşı özlemi Çin'in ve Rusya'nın yükselişiyle yeniden alevlenmiştir. Peki gelelim esas soruya. Bir gün yeni bir dünya savaşı çıkacak mı?
Şimdi bir dünya savaşının çıkma şartlarını tek tek ele alalım ve küresel çapta topyekün bir harbin çıkıp çıkmayacağını öngörelim. Bu şartların başında birkaç siyaseten delirmiş insanın ülke yönetimlerini öyle ya da böyle ele geçirmesi gerekir. Peki ne midir siyasi delilik? Benim için siyasi delilik bir insanın etrafındaki her şeyin kendisi için var olduğunu düşleyen ruhsal bozukluktur. Sizce uluslararası politikada bu karakterde olup ülke yöneten epeyce deli yok mu? Sanırım yeteri kadar var. Peki bu siyasi delilerin sayısı artar mı? Artmaması için bir sebep yok. Gelelim ikinci şarta. İkinci şart, bu siyasi delilerin ideolojik ve tarihsel olarak bağlı oldukları felsefi bir temelin varlığı. Peki bu ne demektir? Bu, siyasi delilerin deliliklerini kitlelere normal bir şeymiş gibi anlatarak onların da delirmesini sağlamasıdır. Böylesi delirmiş toplumların varlığı ne ölçüde mevcut acaba? Bence yeteri kadar var. Şimdi şunu diyebilirler: "Gayet mantıklı insanlarız hepimiz." Böyle düşünmeleri doğaldır. ÇÜNKÜ KENDİNİ EN AKILLI HİSSEDEN İNSAN TOPLULUĞU DELİRMİŞ KİTLELERDİR. Hâlbuki bugün toplumlar tümüyle kapitalist hükümdarların buyruğuna girip onların dilediği yere sürüklenip gidiyorlar. Onlar ne istiyorsa onu istiyorlar, onlar ne düşünüyorsa onu düşünüyorlar. Onlar gibi gülüyor ve onlar gibi ağlıyorlar. Şimdi o hükümdarlar deseler ki haydi savaşa, ne diyecek toplumlar sizce?
Sonuç olarak iki temel şart olan siyaseten delirmiş lider ve delirmiş toplum şartları yerine geldiği için kimilerinin özlem duyduğu bir dünya harbinin çıkması için şartlar mevcuttur. Ne zaman böylesi bir topyekün harbin çıkacağını kestirmek de güç değil esasında. Tam delirdiklerinde. E pek de uzun sürmeyeceği belli! Tabi sayıları 10 ila 15 bin arasında olduğu öngörülen nükleer silah başlık mevzusuna girmek istemiyorum. Ki bu sayıların sadece tahmin olduğu, hem sayı olarak hem de yıkıcılık özelliği olarak çok daha ileri boyutlarda silahların olduğunu tahmin etmek zor değildir. Havada, karada ya da suda yani atmosfer içinde infilak etmesi durumunda ne olur? Küçük bir hesap yapalım. İyimser olarak söylendiği gibi 15 bin nükleer başlığın olduğunu varsayalım. Yine en iyimser fikirle bunlardan her birinin ortaya çıkaracakları enerjinin sadece ve sadece bir şehri yok edecek güçte olduğunu düşünürsek varın hesabı siz yapın. Kaldı ki katbekat ileri boyutlarda olduğunu düşünmek hiç de kötümser bir düşünce olmaz. Ha ayrıca nükleer silahlar dışında kalan konvansiyonel silahları hiç hesaba katmıyorum bile. İşte o delilerin özlem duyduğu cihan harbi bu demektir. Sanırım hiç olmadığı kadar akıllı insana muhtacız şu anda dünya olarak.
Her neyse, kalabilirsek kalalım sefa ile...