ŞALVAR DAVASI, KAVGALAR... HARİKA BİR YIL GEÇİRDİK(!)

ŞALVAR DAVASI, KAVGALAR... HARİKA BİR YIL GEÇİRDİK(!)

ŞALVAR DAVASI, KAVGALAR... HARİKA BİR YIL GEÇİRDİK(!)

Şehir olarak acayip faydalı bir seneyi daha geride bırakacak olmanın huzuru içindeyiz. Dolu dolu bir sene bıraktık gerimizde. Mesela memlekete dair tüm kutsal davalarımızı tamamladığımız için şalvar davasıyla uğraştık epeyce. Ee ne de olsa tüm dertlerimiz bitmişti öyle ya! Üstümüzde hakkı olan bu şehrin evlatları olarak bizler el ele verip başlık parasını kaldırmıştık tamamen, taziye ziyafetlerini hizaya çekmiştik, kiraları bilmem kaç kat artıran bazı mülk sahiplerini yola getirmiştik, kan davası illetini cehenneme göndermiştik, aşiretçiliği, kan emiciliği, istifçiliği, karaborsacılığı, kafasına göre zamcılığı, kestirmeden köşeyi dönmeciliği ve sair dertleri bitirmiştik. Hâl böyle olunca; kim, nerede, hangi rezilliği yapmış gibi yüksek ilmi sorulara yanıtlar aradık uzunca bir müddet(!) Bu sayede ilimizin düşünsel ve ekonomik seviyesini iyice yukarılara çektik. Ayrıca el âlemin şalvar davasıyla beraber bazılarımız şöyle bir hafıza yoklaması da çekmiş oldu kendisine. Acaba bizim de bir şeyimiz var mı diye derin derin düşüncelere dalanlarımız oldu. İşte o bazılarımız düşünmekten tam filozof olacaktı ki, baktık ki tehlike geçti, ardından yine kendimize geri döndük.

Sonra, memleket için kavga etmek dururken, bizler memleket içinde güzelce bir dolu kavga ettik yine. Yetmedi kavgalarımızı tüm herkese ilan ettik. O da yetmedi, başkalarını da kavgalarımıza ortak etmek için canımızı dişimize taktık. Oysa onların kavgalarımızdan dolayı bizim üstümüzden rol kapmaya çaldıklarını göremedik. Her kavgamızın sonunda da "Sizin gibiler yüzünden bu memleket geri kalıyor" klişesini de ihmal etmedik. Hatta başka bir şey bulamadığımız zamanlarda bu garibim şehre bile laf ettik. Arada memleket nidaları attık; mecburen yolu buralara düşmüş kimilerinin "Harika bir yerde yaşıyorsunuz" deyip bıyık altından gülmelerine yine kandık. Bağırdık, çağırdık, cenazelerde kavurma yedik, düğün yapabilmek için kara kara düşündük, bol bol fotoğraf çektik, epeyce bir havalı - atarlı paylaşım yaptık falan filan... Dolu dolu bir sene geçirdik yine. Bakalım seneye neler bekliyor bizleri?

Ha bu arada en son ne diyorduk? "AĞRI" diyorduk öyle ya! Peki acaba Ağrı'nın her çakıl taşı, göçüp gitmiş her "emekçisi" ve her "şehidi" ne diyordur bizlere şimdi?

Sanırım ben umudumu kaybetmek üzereyim. Yol gözüktü… Neyse kalın sefa ile.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER