Memlekette yazılacak o kadar şey var ki; bu yazıda bir diğer realitemiz olan kan parasına değinmek istiyorum.
Bilmeyen yoktur kan parasını. Yaşanan bir vakada zarara uğrayanın zarar verenden istediği tazminattır. Hukuki tanımı biraz daha dar olsa da böyle geniş bir tanım yapmayı uygun gördüm. Çünkü kan parasının sadece ölümler sonucunda talep edilmediği durumlar ortaya çıkmıştır. Yani kan parasını çok absürt durumlarda talep edenler bile olmuştur. Bunlara değinmeden önce birkaç tarihsel anekdot vermek istiyorum. Esasında kan parası tarihteki birçok medeniyetin resmi hukukunda olan bir şeydir. Hatırladığım ilk örnek milattan önce var olmuş bir medeniyet olan Asurlulardır. Bulunan tabletlerde Asurlularda öldürülen birinin yakınlarına kan parası ödenmesi hükme bağlanmıştır. Hatırladığım diğer örnek ise Cengizhan yasalarında da kan parasının geçtiğidir. Cengizhan yasalarında insan öldürmenin idamla cezalandırılacağı ama idamdan kurtulmak için belirli bir miktar altının verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Tüm bunlara ilaveten, Borçlar Kanunumuzun 53.maddesi de ölüm halinde ölenin desteğine muhtaç olanların tazminat hakkı olduğuna değinir. Bu durum hem devletin hem de kişilerin sorumluluğunu ortaya koyan bir hukuki normdur.
Buraya kadar her şey güzeldi. Şimdi gelelim işin diğer boyutuna. Bugün kan parası tam anlamıyla çığırından çıkmış durumda! Öyle konularda öyle talepler ortaya konuluyor ki ölmekten beter hale sokuluyor insanlar. İş sadece parasal boyutuyla sınırlı kalmıyor ne yazık ki. Bazen çok yönlü diyetler ödenmek zorunda kalınıyor ki, yenilir yutulur cinsten diyetler değil bunlar. Kısaca kan parası geride kalanların başında tam manasıyla Demokles'in kılıcı gibi sallanmaktadır. Hani hikâyeyi duymuşsunuzdur. Antik Yunan'da kral olmanın basit bir iş olduğunu söyleyen Demokles isimli kişiyi kral huzuruna çağırır ve tepesine asılı bir kılıç koyararak aslında hükümdârlığın insanın başında sürekli kol gezen bir kılıçtan dolayı hiç de kolay olmadığını anlatır. İşte aileler için kan parası böylesine güç bir durumdur. Eğer ki öne sürülen şartlar kabul edilmezse o kılıç bir şekilde düşecektir. Kaç kılıç başlara düşmüştür bilinmez ama orada bir kılıcın varlığı bile ölümden daha beter olmuştur insanlar için. Kan parası deyip geçmeyin! Geride kaç canın, geride kaç masumun ve geride kaç uykusuz gecenin sebebi olmuştur kan parası!!!
İşin özü şu ki; KAN PARASI ÖLEN KİŞİNİN DİYETİ OLMAKTAN ÇIKMIŞ, ÖLDÜRENİN YAKINLARI İÇİN CAN PARASI OLMUŞTUR ARTIK!!!
Kalın sefa ile...
Acı ama gerçek ilkeleşmişiz.