Bu Coğrafya, Bu Şehir Sadece İhtişamlı Dağlarıyla Değil Geçmişin Kültürel İzleriyle Daha Çok Anılmalıdır
14. yüzyılın sonlarından itibaren bölgede etkin konumda olan Karakoyunlu Türkmenlerini duydunuz mu? Peki ya onların Ağrı Dağı ve eteklerinde yaşam sürdüklerinden haberdar mısınız?
Yıllar yıllar önceydi…. 2019’da. Arkadaşlarımla stadyum yakınlarındaki parkta oturup sohbet edelim düşüncesiyle girerken parkın kapısından, kapının giriş kısmında taşa yontularak kazınmış bir Karakoyunlu heykeli geçmişten günümüze ulaşarak “Burada varlığımı koruyorum” dercesine sessiz bir çığlıkla parkın girişinde, önemsenmeyerek atılıvermiş durumda ama hâlâ dimdik ayakta bizleri karşılıyordu.
Elbette, farkındalık burada devreye giriyor. Önünden onlarca belki de yüzlerce insan gelip geçerken hiçbiri de demiyordu: “Senin ne işin var burada?!”
O anda zengin olmayı çok istedim. Bir müze kurabilecek güce, yetkinliğe ve donanıma sahip olabilmeyi; sağa sola atılmış, kıymeti bilinmeyen, lâyık olmadıkları tutumla karşı karşıya kalan nice değerleri toplayarak bir araya getirebilmeyi.
Bayram Hoca’nın önderliğinde ortaya çıkan Celâyirlilere karşı yürüttükleri mücadele sonucunda Ağrı, Van, Erzurum ve çevresindeki yerleşimleri hâkimiyeti altına alan Türkmen boyuna mensup Karakoyunlu hükümdarlarından Kara Yusuf (1389–1420) geldi geçti bu topraklardan.
Yerel belge ve sözlü kültürel unsurlar, Karakoyunlulardan sadece siyasî bakımdan değil bölgeye yaptıkları iktisadî ve kültürel yatırımlarıyla da bahsetmektedir.
Onlar Ağrı Dağı’nın eteklerine dair anlatılagelen çeşitli halk hikâyelerinde yer alır. Karakoyunlu beylerinden olan Cihanşah’ın ismi hikâyelerin birinde geçer. Anlatılara göre, bu bölgeyi bir süreliğine kışlak olarak kullanmak ister Cihanşah. Ona "Gök Atlının Beyi" derler halk arasında. Kültürel hafıza kayıtlarında yer alan hikâyeler; adaletli tutumu, kış aylarında yoksul köylülerin yakacak ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak üzere halkını gözeten, tok gözlü, yiğit bir liderden bahseder. Böyle bilinir sözlü anlatıların değeri. Yiğitler ölse de onların kahramanlıkları, halka olan yaklaşımları unutulmaz, dilden dile gönülden gönüle asırlarca aktarılmaya devam eder.
Karakoyunlulara dair taş işçiliği sanatından kalma örneklere Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinde sıkça rastlanır. Ancak kendi döneminde hem mezar taşı hem de kahramanlık sembolü olan benim de gördüğüm koç figürlü heykeller nasıl olmuştu da Ağrı merkeze gelivermişti?
Ağrı’nın köylerinde dolaşanlar yaşlıların hafızasında Karakoyunlulara dair hikâyelerin kulaktan kulağa anlatıldığından bahseder. Onlara göre ya bir koç başlı beyler beyi ya da ateşli gözlü atlılar yaşamıştır burada. Karakoyunlular yaşadıkları bu coğrafyada asırlar sonraya taşınacak kültürel varlıklarını bırakmışlardır.
Ne mutlu ki sadece Karakoyunluların değil; Murat Nehri ve Doğubeyazıt civarlarına yerleşen Kimmerler, Persler, Sakalar, Arsaklılar, Artaksıyaslı Krallığı ve Urartu Krallığı’nın; Patnos’taki Aznavur ve Girik tepelerinde Bizanslıların; önceleri Alaşkert denilen Eleşkirt’te çoğunluğunun Gregoryan mezhebinden olmayıp da Katolik kiliselerini inşa ettiren Ermenilerin geride bıraktıkları kalıntıların değerinin; bir Sökmenli Devleti’nin, Cengiz Han’ın, İlhanlılar’ın Akkoyunlu ve Karakoyunlular’ın bıraktıkları izlerin farkında olan ve bu şehrin bir müzeye ihtiyacı var düşüncesinden hareketle müzemizin açılmasına önderlik eden büyüklerimiz var.
Şu bilgiyi de aktararak sözlerime son verirken bir soru daha sormak isterim.
Ahit, yemin ve anlaşmaların koruyucusu olarak kabul edilen tanrı Mitra, Zerdüştlük öncesi İran dinlerinden önemli bir tanrıdır ve Zerdüştlükte de yer almaktadır. Mitra inancı, zamanla Roma İmparatorluğu'na yayılmış ve Mitraizm adıyla bilinerek gizemli bir din haline dönüşmüştür. İran’a sınır komşusu olan bizim toprak sınırlarımız içerisinde yer alan şehrimiz Ağrı, acaba onların geçmiş dönemlerden kalma inançlarına dair izlerinin ne kadarını barındırmaktadır?
Yaklaşık on üç yıldır bu şehirde yaşayan bir vatandaş olarak Ağrı ilimizin kendi müzesine kavuştuğu günleri görmek dileğiyle…
Memleketten Bir Haber Var
Doç.Dr.Berna KaragözoğluAğrı "Memleketten Bir Haber Var"yazısı ile ilk kez Ağrı04haber okurları ile buluşuyor.

YORUM EKLE
YORUMLAR

Ferhat Özmen - 21 saat Önce
Berna hocanın kalemine sağlık, bu tür konuların sempozyum ve halka açık alanlarda konuşulması, bilgilendirilmesinde de faydalı olacağını düşünüyorum
Ağrıyı sadece dağı ile bilen bir kişi olarak, Mükemmel anlatımla Ağrı bende farklı bir kütürel açılımlara sebep verdi. Çalışmalarınızın devamın dan haberdar olmak isterim. Kaleminize sağlık.