Geçtiğimiz yıl 1. Düzenlenen Seyade Şame Dengbejler Buluşması bu yıl daha kapsamlı bir şekilde halkla buluşarak dengbej geleneğinin yaşamasına katkı sunuyor.
Doğubayazıt Belediye Başkanı Yıldız Acar Perşembe günü düzenlenecek olan büyük buluşma öncesi yaptığı açıklamada ;’’ Kürt kültürünün temel altyapısını oluşturan ve binlerce yıllık Kürt edebiyatının günümüze kadar ulaşmasını sağlayan dengbêjler seslendirdikleri kılam'larla dinleyenleri binlerce yıllık tarihe geri götürüyor.’’ifadeleri ile geleneksel hale getirdikleri Seyade Şame Dengbejler Buluşmasına bu yıl daha kapsamlı hazırlandıklarının altını çizdi.
Acar bu buluşmanın Kürt Kültür Tarihinin en büyük buluşmalarından biri olduğuna vurgu yaparak ‘’Buyıl 8 sanatçımızla acılarımıza,sevinçlerimize dahası tüm duygularımıza tercüman olan stranlarımızın ,klamlarımızın yaşaması için elimizden gelen tüm gayreti bugüne kadar gösterdik bundan sonrada göstermeye devam edeceğiz.
İki ayrı hikayesinden amcasına yaktığı Apo ve ilk eşİ Zülfinaz için yaktığı aynı zamanda 49 yıllık ayrılık sürecini dile getirdiği Esmer Emman’ın Doğubayazıt semalarında yeniden aks bulması için tüm hemşerilerimi Perşembe Günü 2.sini düzenleyeceğimiz Seyade Şame Dengbejler Buluşmasına davet ediyor Kürt sanatının ve kültür değerlerinin yarınlara aktarılması mücadelemizde hemşerilerimizinde katılımı ile bu ulvi gayeye destek vermesini arzu ediyoruz.
Tarihimize ve sanatımıza sahip çıkmak hepimizin boynunun borcudur ve biz tarihin tozlu raflarında bir ‘’ Seyade Şame’’ değil Doğubayazıt’ın semalarında onun ölümsüz eserlerinin yankılanması mücadelemize tüm halkımızdan destek istiyoruz,dedi.
Seyade Şame Kimdir
1922 Bazid (Doğubayazıt, Ağrı) doğumlu. Erivan Radyosu'nda Dengbej olarak sesini topluma ulaştırmıştır.
Seyadê Şame,1942 yılında ekonomik bir iş sonucu pasaportsuz olarak İran sınırında yakalanır ve Erzurum cezaevine konulur. Kısa bir dönem sonra tahliye olan Şame, ailesine döndükten sonra çıkan sürgün kararı üzerine Alaca'ya gitmek zorunda kalır. Seyadê Şame'nin ailesi Çorum ilinin Alaca kasabasına sürgün edilmiştir.
Alaca'ya sürgün gelindikten kısa bir süre sonra, ailenin en büyüğü Seyadê Şamê tutuklanır. Seyadê Şame "Devlet aleyhine casusluk yapmak" suçundan tekrardan yakalanıyor ve Erzurum cezaevine konuluyor. Erzurum cezaevinde askerlik yapan Bazid'li bir Asker de var. Ara sıra görüşmeleri de oluyor. Seyadê Şame üç yıl cezaevinde Kaldıktan sonra cezaevinden firar eder. Firar etmesinde Bazid'li askerin rolü var. Bazid'li askerin temin ettiği eye ile, Seyadê Şame hücre penceresinin demir parmaklıklarını keserek cezaevinden firar eder. Bu firar haberi ailesine geldiğinde ailesi inanmıyor, ve şöyle diyorlar; "Na rom xayîne, Wana Seyad kuştine Me dixapînin Dibên fîrare" (Bizleri kandırıyorlar, Seyad'ı öldürmüşlerdir. Kaçamaz)
Erivan radyosuna gitmesine vesile olan Erzurum cezaevinden kaçışı, daha sonra tüm ayrıntıları ile açığa çıkıyor. 1944 yılı kışında Erzurum'dan yürüyerek Türkiye sınırını aşıp İran'a geçer. İran'a iltica eder. İran o dönemler Sovyetlerin işgali altındadır. Sovyetler Birliği, İran'ı 1946'da boşaltıyor. Geri çekilirken orada yaşayan bir çok pasaportsuz, kimliksiz insanı beraberinde Sovyetler Birliğine götürür. Seyadê Şame de bu gidenlerin içindedir. Seyadê Şame oraya gittikten sonra, Sovyetler Birliğinin vatandaşı olur. Orada da Seyadê Şame rahatlığa kavuşmaz. Bu sefer de Türk casusu ithamıyla Sovyetlerde tutuklanıyor ve Sibirya'ya gönderiliyor. On bir yıl Sibirya'daki kamplarda yaşamak zorunda kalır.
Stalin'nin ölümünden sonra çıkarılan af ile Ermenistan'ın başkenti Erivan'a yerleşir. Bir arkadaşının önerisiyle, uzun yıllar Erivan radyosunun Kürtçe bölümünde ses sanatçısı olarak çalışır. Seyadê Şame'nin karizmatik kişiliği nedeniyle radyodan tüm Kürtler tarafından kısa sürede tanınır hale gelir. Gözü pek, zeki, girişken ve lider bir kişilik olan Seyadê Şame Erivan Radyosunda Apo türküsüyle büyük beğeni kazanır. Firardan tam 15 yıl sonra bir gün bir çocuk "Seyad amca Erivan radyosunda konuşuyor, stran söylüyor" diye bağırarak aileye haber veriyor. Aile sevinir sevinmesine ama bir türlü Sovyet Cumhuriyetine gitme olanağı olmaz. Ta ki 1990 yılına kadar. Daha sonra kardeşi Erivan'a gider, yıllar sonra da olsa abisi Seyad ile karşılaşır. Elli yıl sonra 1991 yılında Bazid'e baba evine döner. Evdekilerle bir bir tanışır, tanıdıkları tanımadıkları olur. 1991 yılında Bazîd'deki evine gelen Seyadê Şame'nin dikkatini sırtını duvara dayamış yaşlı bir kadın çeker ve bu bacım kimdir neden tanıştırmadınız, der. Akrabaları o bacın değil o seni yaklaşık 50 yıl bekleyen nişanlın Zülfinaz'dır derler. Yaklaşık 50 sene beklemiştir. Seyadê Şame öyle donar kalır gözleri dolu dolu. Başını önüne eğer, utanır Zülfinaz'ın yüzüne bile bakamaz. Hala şokta olan Seyadê Şame dayanamayıp tekrar Erivana geri döner ve yaklaşık bir ay sonra ailesine bir mektup gelir ve Seyadê Şame vefat etmiştir, denilir. Zülfinaz ise hala sağdır şuan İstanbul'da yaşamaktadır.
ŞARKILARI
Seyadê Şame'nin tanıdık olan şarkılarından birisi amcası için yazdığı Apo şarkısıdır. Seyad ile amcası arasında güçlü bir sevgi bağı vardır. Amcasının erkek çocuğu olmadığından dolayı tüm sevgisini Seyad'e vermiştir. Seyadê Şame de uzun ayrılık sürecinde hep amca hasreti çekmiştir. Amca hasreti çeken Seyadê Şame böylesi bir şarkı söyler. O şarkı günümüzde halen sevilen stranlar arasında. Diğer bir stranı ise ilk eşi Zülfünaz için söylediği 'Esmer Eman' şarkısıdır. Bu şarkıda 49 yıllık uzun ayrılık süreci anlatılıyor.
İyiki varsın Taner bey bu haberi yapmana çok sevindim zaten senin cesaretini ve habercilik gibi kutsal mesleğini icra etmeni hep takdir etmişim biz bu ülkenin mehenk taşlarıyız yoktur ayrı gayrımız dünya görüşü ne olursa olsun baş tacı 5 parmak birbirine benziyormu hayır ama hepsi bir kola bağlı bu tür haberlerini sabırsızlıkla bekler başarılar dilerim