Merhaba Sevgili Gönüldaşlar..
Sözlerime başlamadan önce hepinize sağlıkla dolu bir yıl geçirmenizi temenni ederken, kuraklığın gündemde olduğu şu günlerde gıda konusunda daha temkinli olmanız ve israf etmemeniz noktasında hassasiyet göstermenizi rica ediyorum.
Bugün sizlere memlekete adanmış bir Gönül’den bahsetmek istiyorum.
Yaklaşık bir ay önce Ağrı Eğitim ve Araştırma Hastanesine müdür yardımcısı olarak atanan Cevdet Taşdemir’in, vatandaşlarımızla ve sağlık çalışanları ile kurmuş olduğu Gönül birliğinden duymuş olduğum memnuniyeti sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Göreve başladığı ilk günden beri çalışkanlığı ve hizmete adanmış kişiliği ile dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı Cevdet Bey. Hastane temizliği noktasında sürekli bir mesai uygulamış ve hijyenik bir hastane ortamına kavuşmasında öncü olmuştu.
Bu,onun işi yapmak zorunda dediğinizi duyar gibiyim aslında!!
Haklısınız..
İnsan,oturduğu koltuğun hakkını muhakkak vermelidir. Oturduğu koltuğun hakkını verenler ise benim nazarımda takdir edilmelidir ki, şehrimiz kollektif anlamda fayda görebilsin.
Unutulmamalıdır ki, toplumumuzda yergi kültürünün yanında “TAKDİR” kültürü de yüreklerimizde ki yerini alabilmelidir.
Bunu başardığımız zaman, şehrimiz adına yürekten hizmet eden vatandaş
sayımızda da ciddi bir artış olacaktır. Çünkü hoşgörü ve takdir dilinin iyileştiremeyeceği hiçbir yara yoktur.
Biz işini layıkı ile yapan idareciyi takdir etmeliyiz. İdareci ise çalışan personellerini takdir etmeli. Bu bir döngüdür ve insan kazanımıdır. Hadi korkmayalım.
Ve hakkaniyetli bir şekilde çalışan insanları takdir edelim. Domino etkisi yaratabilelim.
Geçtiğimiz günler de Cevdet Bey’in sosyal medyada yapmış olduğu bir paylaşıma denk gelmiştim. Yapmış olduğu paylaşımda: “Bizim olduğumuz yerde zorba değil, emek üreten itibar görür. Reis abi candır” demişti. Burada bahsettiği “Reis abi” ise hastanenin yıllardır temizliğini yapan kişiydi. Belki de yıllardır çoğu makamın haberdar bile olmadığı bir kişinin yüreğine dokunarak, ona ne kadar kıymetli olduğunun hissiyatını vermişti. Bunu yaparken de asla şovenizm peşinde olmamıştı. Emeğin, zorbalıktan çok daha önemli olduğundan ve itibar gördüğünden dem vurmuştu bizlerin yüreklerine.
Dedim ya,Gönül adamıydı kendisi.
Hiçbir şekilde makamsal düşünmeyip, makamların geçici olduğunun fazlasıyla farkında olan, görevde kaldığı süre içerisinde gönüllere dokunmayı kendine şiar edinmiş bir yürekti.
Serhat Şehrimizin İnsanlarına Açık Çağrımdır!!!
Öncelikle Rabbim kimseyi hastane köşelerine düşürmesin diyorum.
Ama olur da hastaneye uğrarsanız bile,Cevdet Bey’in muhakkak çayını içmelisiniz. Dertlerinize ve sevincinize ortak olduğunu göreceksiniz.
Çünkü o bir Gönül adamı..
Gönül adamları yürektendir,asildir. “Kapımıza değil,Kalbimize vuranlar buyursun” sözünü ne kadar içtenlikle yaşadığının farkına varacaksınız.
Ben şahsım ve Ağrılı hemşehrilerimiz adına Cevdet Taşdemir Bey’e şükranlarımı sunarken, sözlerime Yunus Emre’nin dizeleriyle veda etmek istiyorum.
Ben gelmedim dava için, benim işim sevi
için
Dost'un evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim..
Hepinize Saygı Ve Sevgilerimi yolluyorum.
Bir sonra ki yazıda buluşmak dileği ile..
