Tarihimizi şekillendirmesi bakımından tesiri en büyük üç darbeden biridir 1980 darbesi. Diğerleri 1622 yılında Genç Osman'ın ölümüyle sonuçlanan darbe ve 1909'da 2. Abdülhamid'in tahttan indirilmesiyle neticelenen darbedir. Fakat 1980 darbesini diğerlerinden ayıran bazı özelliklerin tarihte eşi benzeri yoktur. Onların başında darbenin daha sonra büyüyüp toplumu ele geçirecek bazı küçük insanları ortaya çıkarması gelir. Sanattan spora, politikadan ekonomiye kadar birçok alanda bu küçük insanlar türemiştir. Mesela sanatta "küçük insan" furyasını bilirsiniz. Küçük Emrahlar, Ceylanlar, İbolar mibolar derken alıp başını giden bir tayfa vardı. Bunlar sadece yaş itibariyle küçük insanlar değildi. Aynı zamanda bunlara yüklenen mağduriyet algılarıyla da küçük insanlardı. Örneğin bunlar sözüm ona o kadar küçük ve masum insanlardı ki, her gelen bunları ezmişti(!) Yapmadıklarını bırakmamışlardı bu gariplere. Özellikle bir Emrah vardı ki, onu ortaya atan kurnaz kesim çocuğu garipleştirmek için neler yapmadı ki. Mapushanelere mi atmadılar, sokaklarda mı yatırmadılar, malına mülküne el koyup sersefil mi etmediler. Hele ki o hallerini o yanık mı yanık sesleriyle bize yedirip gece gündüz ağlatmadılar mı memleketi bir de. Şairin tabiriyle sanki mendilimizden kan sesleri geliyordu(!) Ama baktılar ki bu kadar mağduriyet artık kimseyi kesmiyor, bu Emrah imajının tüm sülalesine Nuri Alçoları, Coşkunları musallat ettiler. Fakat bu da kesmemişti o kurnaz tayfayı. Daha neler yapabiliriz bu küçücük, miniminnacık Emrah'a diye düşünürken, Emrah ve yoldaşları büyüdüler neyse ki. Allahtan kendi başlarına bir iş almadan büyüdüler yoksa yarattıkları Coşkunlar hızını alamamaya başlamıştı zira. Sonraki hedefleri bizatihi onlar olacaktı mazallah! Büyüdüler büyümesine ama sanırım çok ezildiklerinden olsa gerek ki epeyce büyüdüler(!) Darbenin küçük çocukları artık sistemin büyük ağabeyleri olarak salınıp durdular.
Gelin görün ki iş sadece o çooook yüce sanat dünyamızla da sınırlı değildi! Mesela ekonomide de küçük insanlarımız vardı o dönemde. Karınca kararınca geçinip giden minicik insanlarımızdı onlar. Ancak onlar da büyüdü, palazlandı; arsa, borsa, faktoring babaları oldular. Ee haliyle darbenin küçük evlatlarıydı ve büyümek en çok onların hakkıydı, di mi ya! Ama iş ekonomide de sınırlı kalmamıştı ki. Mesela spor dünyası... Darbeden sonra bir kulüp başkanlığı artık "Damacana Öpenler" derneği gibi alelade bir sivil toplum örgütü değildi. Dünya hayatına sporla başlayan küçük insanlarımız memleketin artık en cafcaflı muhteremleri olmuştu. Akşama kadar ona buna bağırıp çağırarak daha da büyüdü o küçücük insanlarımız. Bitti mi, tabi ki bitmedi! Yeni kabadayılarımız, nurlu mu nurlu kanaat önderlerimiz, pasparlak sanat güneşlerimiz, çiçeği burnunda Amerikan stili gençliğimiz, Arap usulü kederimiz, Alaman tarzı cömertliğimiz falan filan diye gidiyor liste. Ha unutmadan bir de Neo - Zübüklerimiz ortaya çıktı! Ama onu sonraki yazıda özel olarak yazacağım. Tabi kısmet olursa!
Bu yazıya sığmayacak kadar yeraltından yer üstüne kadar her dünyadan birçok küçük insanımız peydah olmuş oldu böylelikle. Ama hiç sorduk mu neden 1980 darbesi böylesi sonuçlar doğurdu? Yani küçüğe karşı bu sevda nedendi? Merhametten kaynaklı bir sevda olduğunu düşünmek yeni küçük insanlar ortaya çıkaracağı için saflık olur. Esas sebebi darbe yapımcılarının toplumun atomlarını iyi çözmelerinden ve o atomları parçalayabilmelerinden kaynaklıydı aslında. Düşünüldüğü gibi sadece toplumun duygusal yönünü kullanmak değildi mevzu. Ya da toplumu uyuşturup apolitik bir zümre yaratmak da değildi yalnızca. Esas amaçları önce kendi küçük çocuklarını ortaya çıkarmak ve sonra da onları kendi sistemlerine uygun güçler olarak yaratmaktı. Ve başardılar da. Sistemin eli coplu kudretli bekçilerini yaratmışlardı bir anlamda. Her önüne gelene ya copu gösteren ya da birkaç kuruş harçlık verip hizaya getiren toplumsal bir güç doğurmuştu. Umarım bundan kelli yeni küçükler ortaya çıkarmayız! Çünkü birilerini büyütüp tepesine çıkaracak kadar takati yok artık bu memleketin.
Kalın sefa ile...